Burdur’da nesilden nesle aktarılan bu meslek birçok kişinin de geçim kaynağı oluyor. Herkesin gözü gibi baktığı o gülleri toplayıp suyunu ve yağını çıkaran üreticiler ise büyük kazanç sağlıyor. Kozmetik ve ilaç sektöründe kullanılan güller bu yıl erken hasat edilmeye başladı. 15 Mayıs gibi başlayan gül hasadı bu yıl iklim şartları nedeniyle 3 hafta erken başladı.30 ton civarında yapılan hasadın bu yıl 3 katına kadar ulaşması bekleniyor.
Burdur Gölü kenarında yetiştirilen güller yonca ve mısıra oranla daha az su tüketirken gölün kuruyan bölgelerinde oluşan tozlaşmayı engellediği de belirtiliyor. Çevre ve sağlığa büyük fayda sağlarken eko turizm ile birlikte ürün fiyatının yüksek olması da ekonomiyi canlandırıyor.
Burdur Gölü’nü kurtarmak amacıyla Lisinia Projesi’ni devam ederken bölgede yetiştirdiği lavanta, adaçayı, gül gibi al su tüketen bitkiler susuz tarımın yaygınlaşmasına öncülük ediyor. 2005 yılında Burdur’un Karakent köyünde göl kenarında başlatılan proje vahşi sulamaya alternatif damlama sulama sistemini de hayatımıza dahil ediyor.
Küresel ısınmanın etkileri her geçen gün artarken ürünlerde erken hasat süreci başlıyor. Sadece güllerin yan taraflarında büyük bir kısmının açmamış durumda olduğu belirtilirken 45 güne kadar uzayan ürünlerinde bakımları ve toplama işlemlerinin yapılacağı belirtildi.
Burdur Gölü’nü kurtarma projesinde yer alan Öztürk Sarıca, “Geçen yılki almış olduğumuz 30 tonluk gül, bu yıl 100 tonlara çıkma durumunda ve bizim toplamda 30 litreye yakın bir gül yağı beklentimiz var. Tabii ki gül fiyatları bu yıl ne olur bilemiyorum ama geçen yıl 1 kilogram gül yağı 12 bin Euro’dan satılmaktaydı. Bu yıl ise yine 10 bin ile 12 bin Euro arasında bir fiyat beklentimiz var. Ama bu arz talep çekişmesi içinde bu fiyat belirlenmesi yapılacak tabii. Tahminimce fiyatlar bu sıralarda seyredecek” sözlerini dile getirdi.