2009 yılında Bahçeşehir’de Münevver Karabulut’u vahşice katlettikten sonra 2014’te Silivri Cezaevi’nde intihar ettiği iddia edilen Cem Garipoğlu’nun mezarı, Karabulut ailesinin talebi üzerine açılmıştı. Mezar içinde 30 cm boyutunda düğümlenmiş şeffaf bir poşet bulan yetkililer, bu şüpheli poşeti İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı’na incelemeye gönderdi. Yapılan testlerde poşetin iç kısmından alınan kan örneğinin insan kanı olmadığı belirtildi.
Kriminal laboratuvarda UV ışık taraması, renk reaktif testi ve DNA izolasyon gibi yöntemlerle detaylı olarak incelenen poşet, genetik analizlerde de sonuç vermedi. Poşet üzerinde herhangi bir vücut sıvısı izine rastlanmazken, düğüm kısmındaki örneklerin epitel hücre içermesi ihtimali üzerinde duruldu. Ancak iç kısımdan alınan kan örneği, genetik analizlerde cevap vermeyerek gizemini korudu.
Münevver Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, poşetin içindeki kanın insan kanı olmamasının kamu vicdanında derin bir soru işareti yarattığını belirtti. Epözdemir, poşetin daha ileri inceleme için İstanbul Üniversitesi Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü’ne gönderilmesini talep ederek, olayın tam anlamıyla aydınlatılması için sürecin devam ettiğini ifade etti. “Maddi gerçek ortaya çıkmalı, adalet tecelli etmeli” diyen Epözdemir, kamuoyunun tatmin olması için en detaylı araştırmaların yapılmasını istediklerini vurguladı.
Cem Garipoğlu, 2009 yılında işlediği vahşi cinayet sonrası aldığı 24 yıl hapis cezasını çekerken 2014 yılında Silivri Cezaevi’nde intihar etmişti. Garipoğlu’nun ölümüne dair şüphelerin devam etmesi üzerine Karabulut ailesi, mezarın açılarak DNA testi yapılmasını talep etmiş, savcılık da bu talebi onaylayarak fethi kabir işlemi başlatmıştı. Ancak mezardan çıkan düğümlü poşetteki insan dışı kan örneği ve genetik analizlere yanıt vermeyen sonuçlar, olayın esrarını artırıyor.