Cumartesi Anneleri Hayrettin Eren’in Akıbetini Sordu

Cumartesi Anneleri Hayrettin Eren’in Akıbetini Sordu

Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını Setenay Yarıcı okudu.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Gayrettepe’ye giden anne Elmas Eren, Hayrettin’in gözaltına alınırken kullandığı babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobili Siyasi Şube’nin bahçesinde gördü. Ama oğlunu soran Elmas Eren’e “gözaltında böyle biri yok” cevabı verildi. Oysa tanık beyanlarına göre Hayrettin Eren, Siyasi Şube’nin alt katındaki hücredeydi. Başında Fikret Işınkaralar’ın olduğu işkence timine ifade vermeyi reddettiği için ağır işkence görüyordu. Onunla aynı operasyonda yakalanan 8 kişi mahkemeye çıkarıldıklarında, “Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı” diyerek suç duyurusunda bulundu. “Hayrettin Eren’in gözaltına alındığının tanığıyım. Onu hem karakolda, hem de siyasi şubede gördüm” diye savcıya ifade verdi.

Eren ailesi Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm resmi makamlara başvurdu. “Hayrettin Eren isimli şahıs gözaltına alınmamıştır, hâlâ aranıyor” cevabı hiç değişmedi. Tüm yasal yolları kullanan Eren Ailesi, hiçbir sonuç alamadı; Hayrettin’e ve otomobiline ne olduğu 44 yıldır karanlıkta bırakıldı. Elmas ve Kemalettin Eren, çiçeklerle donatacakları bir mezar arayışını çocuklarına, torunlarına miras bırakarak aramızdan ayrıldılar. Onların bıraktığı yerden tekrarlıyoruz: İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, Hayrettin’e işkence yapan timin şefi Fikret Işınkaralar, Hayrettin Eren’in kaybedilmesi suçunun fail ve sorumlularıdır. Devleti yönetenler, 44 yıldır Hayrettin Eren’in akıbetini gizleyerek, onu kaybedenleri cezasız bırakarak 12 Eylül zihniyetini devam ettiriyor.

1026. haftamızda iktidara ve yargı makamlarına sesleniyoruz: Hayrettin Eren dosyasında etkin soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin; Hayrettin Eren için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Exit mobile version