Çayın geçtiği 100’den fazla köyde yalnızca suyun değil, toprak, hava, hayvanlar ve insan sağlığının da tehlikeye girdiğini ifade eden Rızvanoğlu, “Burada su yerine zehirli atık var. Tesislerden çıkan endüstriyel atıklar, yıllardır arıtılmadan doğrudan çaya bırakılıyor. Çay artık sadece bir su kaynağı değil, ölüm saçan bir zehir kaynağı haline geldi” dedi.
Rızvanoğlu, çayın çevresindeki köylerde tarımın yapılmasının artık mümkün olmadığını, hayvanların bu sudan içemediğini ve hatta suyun zehirli etkisi nedeniyle ölümler yaşandığını belirtti.
Eskiden bu bölgede balık tutulan Gerede Çayı’nda artık kurbağaların bile yaşamaması, bölgenin ekolojik dengesinin tamamen bozulduğunu gösteriyor. “Bu çay, bir zamanlar geçim kaynağıydı. Şimdi ise ölüm saçıyor. İnsanların sağlığı, tarlaları ve hayvanları bu kirlikten zarar görüyor” diyen Rızvanoğlu, bu durumun bir çevre felaketi değil, yaşam haklarının gaspı olduğunu ifade etti.
Gerede Çayı’ndaki kirli suyun sadece bölgeyi değil, Karadeniz’i de kirlettiğine dikkat çeken Rızvanoğlu, “Bu çay, 288 kilometre boyunca ekolojik bir yıkım yaratıyor. Karadeniz’e dökülen bu kirli su, bölgedeki ekosistemi ve halk sağlığını tehdit ediyor. Kanser, solunum hastalıkları gibi sağlık sorunlarıyla mücadele eden vatandaşlarımız var. Çayın geçtiği köylerdeki insanlar yavaş yavaş yok oluşa terk ediliyor” dedi.
Rızvanoğlu, açıklamasında çevre felaketine duyarsız kalan yetkililere seslenerek, “Sayın Çevre Bakanı, İzmir Körfezi’ndeki kirliliği konuşuyorsunuz, peki Gerede’deki zehirli kirliliği görmüyor musunuz?” diye sordu.