Erdoğan, ABD ziyareti sırasında Türkevi’nde açıklamalarda bulunarak gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumartesi gününden bu yana oldukça yoğun bir program gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabının yanında birçok temasta bulunduğunu, muhtelif etkinliklere iştirak ettiğini söyledi.
Erdoğan, 22 Eylül’de düşünce kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiklerini, aynı günün akşamında Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin (TASK) geleneksel akşam yemeğine iştirak ettiklerini anımsatarak Türk-Amerikan toplumunun Türkiye’nin çıkarlarını savunma noktasında yürüttüğü faaliyetleri takdirle takip ettiklerini vurguladı.
Türk Amerikan İş Konseyi’nin (TAİK) düzenlediği 15. Türkiye Yatırım Konferansı’nda Amerikan iş çevreleriyle istişarelerde bulunduklarını aktaran Erdoğan, Amerikalı girişimcilere Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını anlattığını ifade etti.
Türkiye ekonomisinin gelecekteki dönemine dair yol haritasını katılımcılarla paylaştıklarını belirten Erdoğan, “Amerika son iki senedir en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. İkili ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştı. Toplam 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize iyi bir planlamayla ulaşabileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl BM Genel Kurulu görüşmelerinin “hiç kimseyi geride bırakmamak” temasıyla yapıldığını dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap ederek, insanlığı güvenli ve müreffeh bir geleceğe kavuşturmak için atılması gereken adımlara değindiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Küresel barış ve güvenliğin korunması açısından önem taşıyan temel meselelere dair görüşlerimizi paylaştım. Gazze özelinde mevcut uluslararası sistemin ve kurumların asli görevlerini yerine getirme noktasında sınıfta kaldıklarını bir kez daha açıkça ifade ettim. İnsanlığın, mazlumların sesine kulak veren çok daha adil bir dünyada yaşamasının mümkün olduğuna işaret ettim. New York’ta bulunduğumuz sürede ayrıca çok sayıda ikili görüşme de gerçekleştirdik. Bu çerçevede İran, Sırbistan ve Ukrayna, Maldivler Cumhurbaşkanları, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan Başbakanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile bir araya geldik.”
Erdoğan, görüşmelerde, ikili işbirliği konuları ile bölgedeki krizleri detaylıca ele aldıklarını, Gazze’de kötüleşen insani krizin üzerinde özellikle durduğunu vurguladı.
Yaklaşan kış mevsimi öncesinde Filistin’e yönelik yardımları mutlaka artırmaları, bunun için işbirliği içinde çalışmaları ve İsrail üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmaları gerektiğini tüm görüşmelerinde muhataplarına ifade ettiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sizler de zaten an be an takip ediyorsunuz. İsrail tam da bizim aylardır uyardığımız şekilde Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yola başvuruyor. Lübnan’a yönelik saldırılar bunun en son örneği oldu. Son bir haftada 600’ün üzerinde Lübnanlı katledildi. Dünya sessiz kaldıkça ve Batılı ülkeler İsrail yönetimine silah desteği verdikçe, bu katliamlar maalesef devam edecek. Görüşmelerimizde bu tehlikeye dikkat çektik. Son derece yoğun ve verimli bir diplomasi trafiğiyle 79. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu değerlendirmeye çalıştık. Yaptığımız görüşme ve temasların başta ülkemiz ve milletimiz olmak üzere, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.”