Ancak Sanık soruşturma aşamasında 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi ve hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi Şiddet Bürosunca Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldı. İddianamede, işlenen suçun eşe karşı silahla kasten yaralama suçu olduğu belirtilirken, sanığın olay günü eve giderek eşi ile önce arbede yaşadığı ardından da “O..pluk yapıyorsun ha, hadi bundan sonra yap da görelim” dedikten sonra eşi Gülcan’ı elindeki bıçakla kafa ve yüz bölgesinden birden fazla bıçak darbesiyle yaraladığı belirtildi.
Gülcan M.’nin alınan doktor raporunda, yüzündeki ve kafasındaki yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek düzeyde olmadığı, raporu göre bıçak yaralanmasının yüzünde kalıcı sabit iz bıraktığı ve kalıcı değişiklik bıraktığı bilgisi yer aldı. İddianamede, sanığın kime ait olduğu belli olmayan bir sosyal medya hesabı üzerinden eşine ait müstehcenlik içeren görüntülerin gönderilmesi üzerine kendisinin de öfkelenip eşini bıçakladığı ifade edildi.
Bu görüntülerin de delil olarak dosyaya alındığı vurgulandı. Gülcan M. ifadesinde, eşinin kendisine şiddet uyguladığı için hakkında koruma kararı aldırdığını belirterek, “Üç aydır aynı evde yaşıyorum. Olay günü kapıyı açtığımda elindeki bıçakla bana saldırdı. Bağırıp yardım isteyince alt kattaki komşumuz yetişti bende onun evine sığındım. Eşim de kaçıp gitti” dedi.
Sanık da ifadesinde şunları söyledi:
“Eşim evden uzaklaştırma kararı aldırmıştı, ama beni eve çağırıyordu. Olay öncesi tanımadığım bir sosyal medya hesabından eşime ait müstehcen görüntüleri gönderen kişi eşimle ilişkisi olduğunu söyledi. Bu resimleri ve mesajların da çıktılarını delil olarak sunmak istiyorum.
Olay günü de eşimle barışmak için evine gittim. Kapıyı açınca konuşmaya başladık. Bana gelen mesaj ve fotoğrafları kendisine sorduğumda bana, tanımadığını söyledi. Ben de üzerimdeki bıçağı çıkarıp adamın kim olduğunu söylemesini isteyip korkutmak istedim.