İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat: “Genellikle elit kesimlerin girebildiği mekanları halka açtık”

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat: “Genellikle elit kesimlerin girebildiği mekanları halka açtık”

Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel’in katılımıyla imzalanan protokolle Beyoğlu Miras kurularak İBB Miras’ın deneyim ve yaklaşımının İstanbul geneline yayılması amaçlanıyor.İstanbul’da ilk kez hayata geçiren BB Miras, 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı çatısı altında kuruldu. İstanbul’un kültür mirasına yönelik önleyici koruma ve restorasyon faaliyetleri gerçekleştiren oluşum; mimar, mühendis, sanat tarihçisi, arkeolog, restoratör, restorasyon ustası, restorasyon işçisi, fotoğrafçı ve belgesel yapımcısı gibi alanında uzman kişileri kapsayan bir ekipten oluşuyor.İBB Miras, bugüne kadar 207 tarihî çeşme, 610 tarihî mezar ve hazire, 19 tarihî türbe, 63 anıt eser, 40 kamusal sanat eseri, 35 müze ve sergi mekânını koruma altına aldı.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İBB Miras’ın neden kurulduğunu ve bugüne kadar yapılan çalışmaları ANKARAGÜNDEM’a anlattı. “Ben artık bunu Türkiye’ye mal olmuş bir emek olarak görüyorum” diyen Polat, asıl hedef ve amaçlarının bu çalışmaları tüm Türkiye’ye yaymak olduğunu ifade etti:“İBB Miras, 40 bin tarihi eseri olan ve tarihin dünyadaki en köklü kentlerinden biri olan İstanbul’a hizmet vermek amacıyla kurulmuş bir birimdir. Bugüne kadar olmaması, bugüne kadarki yönetimlerin eksikliği olmuştur. İBB Miras, kurulduğu andan itibaren elindeki fırsatları maksimize ederek ve olanaklar yaratarak, bazı özel ve kamu kuruluşlarını ikna ederek onlarla iş birlikleri yapmıştır. Bu sayede kentte olağanüstü bir koruma ve restorasyon ortamı oluşmuştur. Bu Türkiye’nin emeğidir. Ben artık bunu Türkiye’ye mal olmuş bir emek olarak görüyorum. İnsanların benimsediği, sevdiği ve takip ettiği bir süreçtir. İBB Miras ile beraber, İstanbul gibi olağanüstü yapı yoğunluğu olan bir kentte koruma odaklı çalışmanın nasıl yapılması gerektiğini kendi deneyimimizle diğer kentlere ve yönetimlere göstermeye çalıştık. Bu tamamen dayanışma ve özveri ürünü bir çalışmadır ve esas hedefimiz sadece İBB Miras’ta kalmaması, tüm Türkiye’ye yayılmasıdır.”

Polat, İstanbul’un Beyoğlu bölgesinde İBB Miras’ın yeni bir süreci başlattığı belirtti. Ayrıca, İBB’nin organizasyon ve operasyon olarak belirli bir düzeye geldiği ve diğer kentlerin ihtiyaç duyduğunda düşünsel veya yöntemsel olarak iş birliğine hazır olduğu ifade eden Polat, şöyle konuştu:

“Bugün, İstanbul’un en yoğun tarihi alanlarından birisi olan Beyoğlu’nda yeni bir süreci başlatmış bulunuyoruz. Bu süreç, İBB Miras markasının hem İstanbul’da hem de Türkiye’deki farklı kentlere yayılmasını ve iş birliklerinin geliştirilmesini sağlamaktır. Türkiye, her zaman çok yüksek imkanlara sahip bir ülke değil. Bu yüzden imkanlarını, deneyimlerini ve beyin gücünü doğru ve dayanışmacı şekilde kullanması gerekmektedir. İBB’de bir yapı, artık organizasyon ve operasyon olarak bu düzeye gelmiş bir yapıdır. Başka kentlerin ihtiyaç duyduğunda, hem düşünsel hem de yöntem olarak iş birliğine hazırdır. Biz bunu hep anlattık zaten.”

Türkiye’deki kültürel miras alanlarının ve tarihi yapıların genellikle elit kesimler tarafından kullanıldığı ve geniş halk kitlelerine kapalı olduğunu vurgulayan Polat, İBB’nin “İstanbul Senin” mottosu ile bu anlayışı değiştirmeye çalıştıklarını ve tarihi mekanların halkın erişimine açılmasını hedeflediklerini anlattı:

“İstiklal Caddesi ve Beyoğlu hala kültürün kalbi ve en yüksek potansiyeli taşıyan yerdir. İstanbul’un kalbi olan yer, Türkiye’nin de kalbidir. O yüzden burada sadece koruma adına değil, onların fonksiyonlandırılması ve halka kazandırılması konusunda da yeni bir yöntemi göstermeye çalışıyoruz. Bu, insanların girebildiği ve erişebildiği tarihi mekanlar demektir.

Türkiye’de kültürel miras alanları ve tarihi yapılar genellikle soylu ve elitist mekanlar olarak adlandırılır ve genellikle ticari işletmeler tarafından kullanıldığı için yaygın halk tarafından erişilemez. Girişlerinde ya fiili olarak engellenir ya da duygusal olarak oraya giremeyeceğini düşünür. Biz bunun tam tersini yapıyoruz. Ekrem Başkanımızın başlattığı ‘İstanbul Senin’ mottosunun en önemli yanı, İstanbul’un kamusal mekanlarını ve binalarını İstanbullulara açmaktır. Bu düşüncenin, duygunun, fikrin, aidiyetin ve kimliğin kesinlikle bir ideolojisi ya da politikası olamaz. İstanbul’daki kültürel miras, ideolojiler ve politikalar üstüdür. İstanbul artık hepimizin mirasıdır. O yüzden ismi Miras zaten. Bu mirası hem titizlikle korumak hem de potansiyellerinden yaşamımızda ve turizm gibi ek alanlarda halkın faydalanmasını sağlamak için çalışıyoruz. İstanbul, çok büyük bir tarihi kenttir. Bu tarihi kente yakışan oluşumlarla miras hareketini büyüteceğiz.”

Exit mobile version