İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçimlerinde partisi CHP’nin AKP’ye karşı kazandığı zaferi The Economist dergisine yazdı. “Türkiye’nin demokrasiye olan inancının yenilenmesi üzerine” başlıklı yazısında “Türkiye’nin artık seçeneksiz olmadığını” yazan İmamoğlu, 31 Mart yerel seçimlerini “Bu zafer, gerçek demokratik gücün halkın elinde olduğunu gösterdi. Bu, ‘İstanbul Modeli’ olarak adlandırdığımız yeni bir belediye yönetimi biçimine yönelik bir güven oylamasıydı” şeklinde nitelendirdi.
İmamoğlu ayrıca CHP’nin, “AKP’nin en güçlü alternatifi olarak ortaya çıktığına” işaret ederken “Önümüzdeki beş yıl boyunca Türkiye nüfusunun yüzde 70’inden fazlasını ve ekonomisinin neredeyse yüzde 80’ini oluşturan belediyeleri sosyal demokrat belediye başkanları yönetecek” hatırlatmasında bulundu.
Ekrem İmamoğlu’nun, The Economist’te yayımlanan yazısının tamamı şöyle:
“31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin sonuçları Türkiye tarihinde bir dönüm noktasıdır. Seçmenler tarafından yerel iktidarın büyük bir kısmının siyasi muhalefete emanet edilmesiyle birlikte Türkiye artık seçeneksiz değildir; yörüngesi yeniden demokrasiye doğru sağlam bir şekilde belirlenmiştir.
Özellikle devlet kaynaklarının iktidar partisi ve adaylarına tahsisi ve medyanın hükûmet kontrolünde olması gibi haksız rekabet koşullarına rağmen, benim de üyesi olduğum muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) seçimden zaferle çıktı. İstanbul’da hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı, belediye başkanlığı seçimlerinde rakibimi desteklemek için aktif bir kampanya yürüttü. Geçen yılki seçimlerde CHP ile ittifak yapan diğer muhalefet partilerinin koalisyonumuzu terk ederek kendi adaylarını çıkarmalarına rağmen kazandık.
Bu zafer, gerçek demokratik gücün halkın elinde olduğunu gösterdi. Bu, ‘İstanbul Modeli’ olarak adlandırdığımız yeni bir belediye yönetimi biçimine yönelik bir güven oylamasıydı. Bu model eşitliğe, demokratik sürece, sivil katılıma ve yerel düzeyde daha etkin ekonomik ve sosyal kalkınma politikalarına öncelik vermektedir.
” Verdikleri mesaj çok açık. Bundan böyle hukukun üstünlüğü ve demokrasi ile yönetilen bir ülke görmek istiyorlar. Bölücü politikaları ve otoriterliği reddediyorlar. Kutuplaşmayla parçalanmış bir Türkiye değil, birleşmiş bir Türkiye hayal ediyorlar. Dahası, bu seçim sonucu derinleşen ekonomik krize karşı bir protestoydu: yükselen enflasyon, artan işsizlik ve hayat pahalılığı.
İktidarı 22 yıldır elinde tutan mevcut hükümet, gençler, kadınlar, mavi yakalı işçiler ve emekliler gibi kilit seçmen gruplarının desteğini kaybetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi büyük şehirlerde büyük gerilemeler yaşadı ve destekleri çoğunlukla kırsal alanlarda yoğunlaştı. Buna karşılık, CHP, Orta ve Doğu Anadolu’da benzeri görülmemiş bir destek kazanarak Türkiye genelinde siyasi dinamiklerde bir değişimin sinyalini verdi.