İtiraflar, Suçlamalar, Kan Donduran İfadeler: İşte Yenidoğan Çetesi’nin Yargılandığı Davanın İlk Altı Günü

İtiraflar, Suçlamalar, Kan Donduran İfadeler: İşte Yenidoğan Çetesi’nin Yargılandığı Davanın İlk Altı Günü

Çetenin lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın savunması ise, en dikkat çeken noktalar arasında yer aldı. Sarı’nın savunmasında çelişkiler dikkat çekerken, mahkeme heyeti, altı gün süren duruşmanın ardından sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi ve duruşmayı 26 Kasım’a erteledi. 26 Kasım’daki duruşma tutuksuz sanıkların ifadeleriyle sürecek.

Yenidoğan Çetesi’nin yargılanmasına pazartesi günü başlandı. Duruşmanın ilk gününde, çetenin ele başı olmakla suçlanan doktor Fırat Sarı, İlker Gönen ve çetenin 112 çağrı merkezindeki elemanları ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir de duruşmaya getirildi. Çetenin lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi.

Çetenin yargılanması ikinci günde de devam ederken, dava dosyasında adı sık sık geçen ve Fırat Sarı’nın şoförü de olan Hasan Basri Gök savunma yaptı. Tapelere yansıyan skandal sözleri sorulan Gök, “Çirkin bir cümle. Bebeğin sürekli kalbi durup geri getiriliyordu, o yüzden böyle konuştum” ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanık hemşire Hüseyin Günerhan da davanın ikinci duruşmasında çarpıcı ifadeler kullandı. Suçsuz olduğunu savunan Günerhan, “Biz artan doz ilaçları ödemenin karşılamadığı hastalar için yabancı hastalar için biriktiriyoruz” dedi.

‘MÜVEKKİLİM EVLADINI BİSKÜVİ KUTUSUNDA TAŞIDI’

Duruşmanın dördüncü günü de yeni itiraflara sahne oldu. Hastane yöneticilerinden sanık Serdar Yüksel, borca girdiğini, bu yüzden bebeklerin hastanelere sevk edilmesi için para aldığını itiraf etti. Yüksel, “Beni 112’den arayanlar ya da ‘Sağlık Bakanlığı’ndan numaranızı aldık’ diye arayanlardan biliyorum hastaları. Gıyasettin Mert Özdemir ve Fırat Sarı’dan para aldım” ifadelerini kullandı.

Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın asistanı Sümeyye Nur Arslan, Sarı’nın evde bakım hizmetleri alanına da girmeyi hedeflediğini belirtirken, Sarı’nın bu durum için kendisine vekalet verdiğini ve hemşirelere ücretleri kendisinin dağıttığını söyledi.

Yenidoğan Çetesi davasının en kilit isimleri arasında yer alan ambulans şogförü Gıyaseddin Mert Özdemir, 112 acil zincirinin dışına çıkılarak bebeklerin söz konusu hastanelere sevki ile ilgili savunma yaptı.

Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin davanın en kilit ismi olan ise Fırat Sarı’ydı. Sarı duruşmanın altıncı gününde savunma yaptı. Çetenin lideri olmakla suçlanan Sarı, bebek ölümleriyle ilgili ihmal iddiaları, hasta sevklerinin nasıl yapıldığı, kimlerle işbirliğine gittiği gibi bir çok soruya yanıt verdi.

Sarı, anlaşmaları hastane yöneticileriyle yaptığını ve hastanelerin bu durumdan haberdar olduklarını ileri sürdü. Hastane yönetimlerinin hasta sayısının artırılması için kendilerini sıkıştırdığını söyleyen Sarı’ya “Fişini çek” ifadeleri soruldu.

Sanıkların tutukluluğunun devamına karar verildi.

Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin raporunda, bebeklerin bir bölümüne pasif ötanazi uygulandığı ve hiçbir yöntem uygulanmadan ölüme terk edildiklerine ilişkin ifadeler yer aldı. Yoğun bakımdaki bir bebek hakkında bir hemşirenin doktora haber verdiği ve doktorun “Canlandırmaya gerek yok” dediği ifadeler kan dondurdu.

Gök, mahkeme ifadesinde, çeteye ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Sağlam bebeğin sevki mümkün değil. Çok uzun süre bekletildiği için akciğerleri de kötüleşiyordu. Entübe edip gönderiliyordu.” diyen Gök, “Serdar Yüksel, bebek sevki yapıp karşılığında para alıyordu. Fırat Sarı parayı yollamamı söyledi, yolladım. SGK’dan fazla para alıyorlardı. Bunun için yatışlar uzatılıyordu.”

Fırat Sarı ile Reyap Hastanesi’nde tanıştığını ileri süren Günerhan, “Ağabeyim de Reyap Acil’de çalışıyordu. Reyap’ta nöbet tutarak çalışmaya başladım. Burada kimseyi korumak için konuşmayacağım, doğruları söyleyeceğim” dedi.

Davanın ilk duruşmasının üçüncü gününde sanık üç hemşire daha itirafları bir bir sıraladı. Sanık hemşilere Cansu Akyıldırım, örgüt lideri Fırat Sarı ile arasındaki para transferlerini kabul etti, bu paraların çalışanlara motivasyon için dağıtıldığını söyledi.

Arslan duruşmada şunları söyledi:

Kendisini doktor olarak tanıttığını ve çetenin lideri Fırat Sarı’dan 60 bin lira maaş ve hasta sevki başına bin lira aldığını itiraf etti. Özdemir, itiraflarına şöyle devam etti: “Kaya bebeğin annesi riskliydi. 112 ona saatlerce yer bulamadı. Aile de ümidini kesip başka bir yol aradı. Ben de Güney Hastanesi başhekimi Ali Dirik’e sundum. O da kabul etti. Bu hastayı hiçbir hastane kabul etmemişti.”

Sarı savunmasında bebek ölümlerinde ihmal iddialarını reddederken, hasta sevki konusundaki işleyişe dair konuştu. Sarı, “Benim hayattan artık bir beklentim, umudum kalmadı. İnsanlık onurum kalmadı. Burada her şeyi anlatmak istiyorum” dedi. Sarı, “112 sevk zincirini bozarak, rüşvet vererek asla hasta almadık. Her hastaneye eşit gönderiyorlar. Biz tıp merkezlerinden aldık” ifadelerini kullandı.

Sarı “Şaka yaptık kendi aramızda siz yapmıyor musunuz?” deyince Fırat Sarı’ya tepki gösteren savcı, “Bizim üzerimizden örnek verme” diyerek tepki gösterdi.

Duruşma 26 Kasım Salı günü devam edecek.

Gök ifadesinde, ‘kimsenin hayrına bir şey yapmadığını’ söyleyerek, “Epikrize yardım ettiği için bütün hemşirelere para veriliyordu” dedi.

Hemşire Çağla Durmuş ise, çetenin ele başı olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın SGK’den haksız kazanç sağlamak adına hastaları nasıl entübe olarak gösterdiğini anlattı.

“Motivasyon ücretini arkadaşlarım doğru anlatamadı. Siz normalde 3 hasta bakacakken 5 hasta bakıyorsunuz. Bunlar bir süre sonra ağır geliyor. Hastane yeterli ücreti vermiyor. İşten çıkmak istediğinizde Fırat Sarı size bu parayı veriyor.”

Mahkeme Başkanı Özdemir’e “‘Taburcu süresi düşerse kazancımız düşer’ konuşması için ne diyorsun?” sorusunu sordu. Özdemir’in yanıtı ise, “İşgüzarca yaptığım bir konuşmaydı” oldu.

582 yıla kadar hapsi istenen Sarı, 112 Acil Çağrı Merkezi’nden sevk olmadığını iddia etse de burada ambulans şoförü olan tutuklu sanıklardan Gıyasettin Mert Özdemir’le yaptığı işbirliğini anlattı. Sarı, anlatmaya şöyle devam etti:

SGK ilaçlarının usulsüz satışı da sorulan Sarı, hemşireler Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök’ü suçladı. Sarı, konuya ilişkin şunları söyledi: “Hayatımı kararttılar. En fazla 3 gün tuttuk o ilaçları. Artırma dedikleri o ama sonradan öğrendim ki satmışlar. Bu arkadaşlar asgari ücrete çalışıyor. İlaçları onda birine satmışlar 300-500 liraya.”

DURUŞMADA KURTLAR VADİSİ DİYALOĞU

Damla Atak ise, örgüt yöneticileri arasında gösterilen 112 Acil Servis personeli Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta transferi yaptığını itiraf etti.

Savcı, Fırat Sarı’nın 400 bin lira aylık geliri olmasına rağmen hemşirelerden borç istemesini Arslan’a sordu. Arslan bu konuya ilişkin, “Biz de anlam veremiyorduk. Mesela yurt dışına gideceği zaman beni şimdi döviz bürosuna göndermeyin diye para aldığı oldu. Tutuklandığında bana 150 bin lira borcu vardı” dedi.

SADECE YENİDOĞAN SEVK ETMİYORMUŞ

Gıyasettin Mert Özdemir, bebek sevki yapıyordu. Para veriyorduk bunun için. Mert ‘Devlette çalışıyorum, ödemeleri bana yapman sorun olur’ dedi. Paraların eşinin hesabına yatırılmasını istedi. Renas Reyap’ta çalışıyordu. Renas’tan hasta sevkini rica ederdik, para işlerine girmezdi.”

Duruşmada hemşire Deniz Korkmaz’ın ifadesi sırasında Kurtlar Vadisi dizisinde yer alan bir replik dikkat çekti. Sanık Korkmaz’a “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir” ifadeleri sorulurken, Korkmaz, söz konusu ifadeleri Kurtlar Vadisi’nden aldığını söyledi.

Duruşmada, Dr. Rıza Keykubad da savunma yaptı. Kaya bebeğin ölümünde kullanılan skandal “Çek fişini’ ifadeleri sorulan Keykubad, ‘üzerine oyun oynandığını’ iddia etti.

‘BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTİYORDUM’

Özdemir, hastanelere erişkin yoğun bakım hastalarını da sevk ettiğini itiraf etti. Özdemir, “Her hastane yoğun bakımın dolu olmasını ister” dedi.

“Hastane hastaları satılan bir eşya gibi görüp sadece para almak için kullanıyordu” ifadelerini kullanan Korkmaz, “Bu zihniyette olan insanların bunları yapması kaçınılmazdı. Hastaların yoğun bakım süreçlerinde malzemeden tasarruf etmeye çalışıyorlardı. Bu insanları ben CİMER’e şikayet ettim” dedi.

Kaya bebeğin ailesinin avukatı ise, ”Benim müvekkilim kendi evladını bisküvi kutusu içinde almış ve o kutuyu kucağında götürmüştür” diyerek sanığa tepki gösterdi.

Esenyurt Belediyesi’nde Sağlık İşleri görevlisi olan Renas Kılıç da savunmasında ilginç ifadeler kullandı. Kılıç, belediye başkanı olmayı hedeflediğini ve bu hedefler doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.

Mahkeme Başkanı, “112 sizi az çalıştırıyor herhalde. Bu işleri yapacak bu kadar vaktin olduğuna göre.” İfadelerini kullanırken, Özdemir ise şu yanıtı verdi: “112 çalışanı olduğum işi resmi olarak yapamamaktayım. O hastanelerde çalışmasaydım resmi olarak yapabilirdim. Savcı ifade alırken hakaret ettiği için bunları anlatamadım. Savcı art niyetli?

‘HEMŞİRELERİN DEDİKODUSU’

4 bebeğin hayatını kaybetmesiyle suçlanan doktor Dursun Eryımaz ise bazı bebeklerin doğuştan sağlık sorunları ile doğduğunu söyledi. Suçlamaları ise hemşirelerin dedikodusu olarak adlandırdı.

Exit mobile version