İzmir Fayı için 2 farklı senaryo: Prof. Dr. Sümer: 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var

İzmir Fayı için 2 farklı senaryo: Prof. Dr. Sümer: 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var

Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek yaklaşık 25 fay hattı olduğunu vurguladı. Bu fayların hangilerinin daha tehlikeli olduğu sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Sümer, “Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

İzmir Fayına dikkat çeken Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İzmir fayında 2 senaryomuz var. İzmir, son büyük depremini 1688 yılında yaşadı. Ama hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Bu deprem eğer İzmir Fayının Balçova segmentinde meydana geldiyse ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber ikisini beraber etkilediyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayında olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor.” dedi.

Deprem riskine karşı alınması gereken önlemleri de aktaran Sümer, deprem bilincinin ilköğretim seviyesinden itibaren geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, yerel yönetimlerin mikro bölgeleme çalışmaları yapmasının önemine değinen Sümer, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak gerektiğini söyledi.

Sümer, “Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Exit mobile version