Kobani davasında yargı aparat olarak kullanıldı

Kobani davasında yargı aparat olarak kullanıldı

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ile MYK üyelerinin yer aldığı 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasından karar çıktı. Selahattin Demirtaş’a 42 yıl, Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’e 10 yıl hapis cezası verilirdi. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata’ın tutukluluk süreleri göz önüne alınarak tahliye edildi. Hukukçulardan ise verilen ağır cezalara ilişkin davadan çıkan kararların ‘siyasi’ olduğunu yönünde değerlendirmeler geldi.

İktidar mücadelesi için yargının araçsallaştırıldığını söyleyen Ceza hukukçusu Prof. Dr. Hasan Sınar, Yasin Börü davasıyla simgeleşen, ölümlerle sonuçlanan bir davada beraat kararının verilmesinin uygulanan cezalar ile nedensellik ilişkisinin nasıl olacağı konusunda gerekçeli kararın önemli olduğunu vurguladı.

“Kobani davası esasen Yasin Börü davası olarak simgeleşti” diyen Sınar, “Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere bütün HDP yöneticileri hakkında beraat kararı verildi. Bu insanlar ölümlerden sorumlu değilse kararlar neye istinaden verildi? Maalesef ki Türkiye’de somut delillere dayanmadan çok sayıda dosya için fahiş cezalar veriliyor” ifadelerini kullandı.

Kobani davasında yargı bağımsızlığı sorunun tezahür ettiğini kaydeden Sınar, “Türkiye’de siyasi davalara salt gözüyle bakamıyoruz. Bu davanın da ciddi bir siyasal yönü olduğu ve ülkemizdeki yargı bağımsızlığı sorununu da bu davada tezahür ettiği aşikar. İşin acı yanı aynı zamanda iktidar için mücadelenin aracı olarak yargının burada araçsallaşması, bir apart olarak kullanılması” dedi.

Gerekçeli karara dikkat çeken Sınar, “Neredeyse ceza kanununda terörle mücadele kanununda bulunan bütün suçları saymışlar. Gerekçeli kararı merak ediyorum. Gerekçeli kararda aradaki nedensellik ilişkisini nasıl koyacaklar?” Diye konuştu.

Exit mobile version