1974 yılında Gülizar Cönk, Menderes’teki bir taşınmaz üzerine tapu iptali ve tescili talebiyle dava açtı. İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, 1 Kasım 1976 tarihinde davanın reddine ve taşınmazın Gülizar Cönk lehine tesciline karar verdi. Ancak, taraflar bu karara itiraz etti ve dosya Yargıtay’a taşındı. Yargıtay, 4 Mayıs 1977’de yerel mahkemenin kararını bozarak dosyayı tekrar incelemek üzere yerel mahkemeye gönderdi.
Bu süreçte taraflara ve avukatlara herhangi bir tebligat yapılmazken, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yerel mahkeme tarafından da işlem yapılmadı. Bu nedenle dosya, yerel mahkemenin rafında unutuldu.
Yakın geçmişte, mirasçılar taşınmazın satılması için 3 yıl önce yeni bir dava açtılar. Menderes’te adliyenin açılmasıyla birlikte, Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi, taşınmazın üzerinde hala tedbir bulunduğunu ve tapu iptali ve tescil davasının rafta unutulduğunu tespit etti. Ancak, davacı ve davalıların hayatını kaybettiği ve kimlik çalışmaları sonucunda 30 mirasçıya ulaşıldı.
Bu karmaşık süreç, dosyanın 47 yıl sonra tekrar yargılama sürecine alınmasıyla devam etti. Mahkeme, dosyanın eksikliklerini tamamladıktan sonra, 17 Temmuz 2024’te verdiği kararla taşınmazı, 50 yıl sonra Gülizar Cönk’ün oğlu Celal Cönk adına tescil etti.
Davacı Celal Cönk’ün avukatı Erdoğan Zeren, mesleğindeki en ilginç davalardan birinin çözümünü sağladıklarını belirterek, “Dava dosyası, 50 yaşını geçtikten 1 ay sonra sonuçlandı. 50 yaşındaki bir dosyanın karara çıkması bizim için gurur verici. En azından adalet geç de olsa tecelli etti. Yarım asır dile kolay, herkese hayırlı olsun” şeklinde konuştu.