Son yıllarda boşanma ve velayete verilen çocuk sayısındaki artış dikkati çekti. 2010’dan sonraki verilere yıllara göre velayete verilen çocuk sayısında sürekli artış gerçekleşti. 2010’da 96 bin 366 olan velayete verilen çocuk sayısı 2016’da 106 bin 460’a ulaştı. Artış 2017 yılından sonra daha fazla oldu. 128 bin 411 çiftin boşandığı 2017’de velayete verilen çocuk sayısı 108 bin 297 oldu. Son 7 yılda ise velayete verilen çocuk sayısı yüzde 58,1 arttı.
Yıllara göre 2010’da 118 bin 568, 2011’de 120 bin 117, 2012’de 123 bin 325, 2013’te 125 bin 305, 2014’te 130 bin 913, 2015’te 131 bin 830, 2016’da 126 bin 164, 2017’de 128 bin 411, 2018’de 143 bin 573, 2019’da 156 bin 587, 2020’de 136 bin 570, 2021’de 175 bin 779, 2022’de 182 bin 437, 2023’te 171 bin 881 çift boşandı.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Erdoğan, mutlu birliktelik hayaliyle başlayan evliliklerde boşanarak yollarını ayıran çiftlerin sayısında son dönemde artış yaşandığına dikkati çekti. Çiftlerin evlilik sürecinde birbirlerinin olumlu veya olumsuz yönlerini değerlendirememesinin boşanmalardaki en büyük neden olduğunu aktaran Doç. Dr. Erdoğan “Evlilik süresinde sadece olumsuz yanları, evlilik öncesinde ise sadece olumlu yanlarını görebiliyorlar. Bu nedenle bir kişinin hem olumlu hem olumsuz yanları olabileceğini, burada birbirine saygı göstermesi gerektiğini unutuyorlar. Bu nedenle olumsuz yanlarını ön plana çıkarıyorlar. Özellikle de evliliğin ilk yıllarında boşanma vakaları artıyor. Bir diğer önemli boşanma nedeni ise bireylerin psikolojik rahatsızlıkları. Özellikle alkol ve madde kullanım bozukluğu gibi durumlar da boşanmanın en önemli nedenleri arasında ve evliliklerin bitmesine, boşanmaların artmasına neden olabiliyor” dedi.
Boşanma sürecinde erkek ve kadınların ruhsal etkilenmeler gösterdiğine değinen Doç. Dr. Erdoğan “Çocukları var ise çocuklarda da belli ruhsal etkilenmeler görülebiliyor. Boşanan çiftlerin çocuklarında kaygı bozuklukları, depresyon gibi hastalıklar görülebiliyor. Çocuklardaki ruhsal hastalıklar yetişkinler gibi semptomlar göstermiyor. Çökkünlük, mutsuzluk gibi belirtiler yerine daha agresif olma, okul başarısında düşme, arkadaş çevresinin değişmesi, sigara ve madde kullanımı gibi olumsuz tutumların artması gibi belirtiler verebiliyor. O nedenle özellikle boşanma sürecindeki ailelerin mutlaka çocuklarını çocuk ergen psikiyatri polikliniğine götürmelerini öneriyorum. Çocuklar bu süreçte özellikle ergen döneminde çok hassas olup, çok fazla etkilenebiliyorlar” diye konuştu.
Çocukların yetişkinler gibi bazen sıkıntılarını ifade edemediğini dile getiren Doç. Dr. Erdoğan “Çocuğun okul başarısı düşmeye başlıyor, okuldan kaçıyor, arkadaş çevresi değişiyor, arkadaşlarıyla kavga ediyorsa, daha sinirli, olumsuz tutumlarının artması gibi belirtiler varsa mutlaka profesyonel destek alınmasında fayda var. Özellikle de 7 yaşına kadar olan çocuklarda idrar kaçırma, yemek yeme bozukluğu gibi farklı belirtiler görülebiliyor” dedi.