DSÖ’ye göre, yulafın yetiştirilme sürecinde kullanılan “glifosat” adlı tarım ilacı, kanser riskiyle bağlantılı olabilir. Özellikle organik olmayan yulaf sütlerinde glifosat kalıntılarına sıklıkla rastlandığı belirtiliyor.
ABD’li bilim insanları ise DSÖ’nün bu iddialarına katılmıyor. Ancak, 2023 yılında yapılan bir araştırmada test edilen 14 farklı organik olmayan yulaf sütü markasının tamamında glifosata rastlanması endişeleri artırdı. Bu durum, bitkisel süt tercih eden tüketicilerin dikkatli olmasını gerektiriyor.
Beslenme uzmanı ve gıda aktivisti Courtney Swan, yulaf sütü tüketiminden kaçınılması gerektiğini belirterek, bu konuda tüketicileri uyardı. Swan, glifosatın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin göz ardı edilemeyeceğini vurguladı.
GLİFOSAT VE KANSER İLİŞKİSİ
DSÖ’nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, 2015 yılında glifosatı ‘muhtemel kanserojen’ olarak sınıflandırmıştı. Bu sınıflandırma, Avrupa Birliği genelinde herbisit kullanımına yönelik yasakların tartışılmasına yol açtı. Ayrıca, Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından 2023 yılında yapılan bir çalışmada, glifosata maruz kalan çiftçilerin hücresel yaşlanma hızlarının ve oksidatif stres seviyelerinin daha yüksek olduğu tespit edildi.