Kaloriferlerin bulunduğu ortamda hava neminin azalması, birçok solunum yolu rahatsızlıklarını tetikleyebilir. Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, kaloriferin havayı kurutmasının, burun mukozası ve gözlerde kuruluğa yol açabileceğini belirtti. Bu durumun, astım, alerjik rinit ve KOAH gibi hastalıkların şikayetlerini artırabileceğini ifade etti. Ayrıca, düşük nem oranının, vücutta zararlı partiküllerin temizlenmesinde rol oynayan mukus üretimini olumsuz etkileyerek, hava yollarının daralmasına neden olabileceğine dikkat çekti.
Petekler üzerinde çamaşır kurutmak, evdeki hava kalitesini bozan önemli bir hatadır. Prof. Dr. Balcı, çamaşırların içindeki deterjan ve kimyasalların kururken ortama yaydığı kokuların, hava kalitesini olumsuz etkilediğini belirtti. Bu durum, özellikle solunum yolu hassasiyeti olan kişilerde alerjik reaksiyonlara ve şikayetlerin artmasına yol açabilir. Ayrıca, petek üzerinde çamaşır kurutmak, havada bulunan nemin dengelemesini engeller ve bu da sağlık açısından daha büyük riskler oluşturur.
Kaloriferli ortamlarda nem oranının dengelenmesi, sağlığı korumak için oldukça önemlidir. Prof. Dr. Balcı, ortamın nem seviyesinin %40-60 arasında olması gerektiğini söyledi. Bunu sağlamak için, kalorifer peteklerine su dolu kaplar yerleştirilebileceği gibi, nemlendirici cihazlar da kullanılabilir. Ancak, nemlendirici cihazların düzenli olarak temizlenmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Filtre temizlikleri yapılmayan cihazlar, küf ve bakteri üreterek solunum sorunlarını artırabilir.
Kaloriferli ortamlarda uzun süre vakit geçirmek, bakteri ve virüslerin yayılmasına zemin hazırlayabilir. Prof. Dr. Balcı, kaloriferli odaların düzenli olarak havalandırılmasının, bu tür enfeksiyonların yayılmasını engellemeye yardımcı olduğunu belirtti. Ayrıca, ortamda biriken toz ve alerjenlerin temizlenmesi, solunum yolu hastalıklarını önlemede önemli bir rol oynar.