Gazeteoksijen’de yer alan habere göre, bahar ayları ve yaz başında uzayan öksürük, burun akıntısı, hapşırık, gözlerde sulanma, yanma, geniz akıntısı, genizde kaşıntı, hırıltılı solunum ve nefes darlığı sorunu yaşayan hastalarda mutlaka alerjik nedenler de araştırılıyor.
Tanı için, günümüzde oldukça pratik ve hızlı hale gelen alerji testleri uygulandığını belirten Dr. Nur Kaşkır Öztürk, bu testlerle hastanın tüm hayatı boyunca dikkat etmesi, sakınması gereken alerjenlerin 20 dakika gibi kısa bir sürede saptandığına dikkat çekiyor.
Alerjinin doğru ve zamanında tanınması, hastaların astım bulgularının da olup olmadığının saptanması, kişinin ilerleyen yaşlarında solunum hastalıklarının önlenmesindeki önemli aşamaları oluşturuyor.
Alerjenin saptanmasından sonra hastaya bu alerjenden kaçınma yolları; örneğin polene alerjik kişilere özellikle güneşli, rüzgarlı havalarda atmosferde polen sayısının arttığı, 10.00 – 14.00 saatleri arasında yoğunlaştığı anlatılıyor.
Polen alerjilerine değinen Dr. Nur Kaşkır Öztürk, şunları söyledi:
“Polenin yoğun olduğu aylarda hastaya iç mekanda zaman geçirmesinin daha uygun olduğu; evindeki, iş yerindeki klimalarda polen filtresi gerektiği ve bunların periyodik bakımlarının uygun olacağı, dış mekanda vakit geçirilecek ise güneş gözlüğü kullanması gerektiği anlatılıyor. Ayrıca eve gelince giysilerin yıkanması ve ev içinde kurutulması, hastanın duş almadan yatmaması da öneriliyor.”
Yeşil çayır, çimen, yabani ot ve ağaç poleni alerjileri alerjik rinit, yani saman nezlesi ve astım için çok sık rastlanılan alerjenler olarak biliniyor. Antihistaminik ilaçlar ve burun spreyleri tedavide belirgin şekilde fayda sağlasalar da esas önemli basamağı alerjenin saptanması ve kaçınılması oluşturuyor.