İstanbul Ekonomi Araştırma’nın (İEA) “Türkiye’de Kutuplaşmanın Coğrafi Evrimi Ve Gençlikte Kutuplaşma Raporu” yayımlandı. Raporda kutuplaşma, “Coğrafi kutuplaşma” ve “Gençler arasında kutuplaşma” olmak üzere iki ayrı perspektifle ele alınıyor.
İstanbul Ekonomi Araştırma Yönetici Ortağı Can Selçuki, 2021 yılında başlayan gençlik araştırmaları serisinin son ayağı şeklinde tanımladığı raporu ANKARAGÜNDEM için değerlendirdi.
Selçuki’ye göre araştırma bize coğrafi kutuplaşmanın artmış olabileceğine dair bir gösterge sunuyor. Özellikle ilçeler bazında bakıldığında 2002 yılından bu yana oy verme tercihlerinin daha homojen bir hale geldiğini belirten Selçuki, bu sonuçları sadece Türkiye’ye özgü olarak yorumlamanın yanlış olacağını şu sözlerle açıklıyor:
“1970’lerde başlayan ve sonuçları itibariyle hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde ekonomik ve kültürel açıdan memnuniyetsiz kitleler yaratan neoliberal ekonomik düzen popülist liderlere toplumu mevcut fay hatları üzerinden kutuplaştırmak için önemli bir fırsat sunuyor. Türkiye’de siyasetin bu yapısından nasibini aldı.”
Rapora göre Türkiye’de coğrafi kutuplaşmanın özellikle büyük şehirlerde önemli bir değişkeni kentsel dönüşüm ve şehirleşme rantından sağlanan gelirler. Ekonomik eşitsizlikler, coğrafi kutuplaşmanın başlıca itici gücü olarak görülüyor. Kentsel bölgeler, önemli ekonomik büyüme ve yaşam standarlarının iyileşmesini deneyimlerken, kırsal bölgeler kaliteli eğitim, sağlık hizmetleri ve istihdam olanaklarına sınırlı erişimle geride kalıyor. Bu durum toplumsal yaşamda kutuplaşmayı derinleştiren sebeplerin başında yer almakta. Hazırlanan raporda kutuplaşmanın 2002’den günümüze coğrafi olarak nasıl değiştiğini il, ilçe ve mahalle ölçeklerinde inceleniyor.
Rapora göre gençler, toplumsal değişim ve politik inovasyon için önemli bir potansiyel taşısalar da aynı zamanda muhafazakar eğilimler ve bazı konularda derin kutuplaşmalar da sergiliyorlar.
Selçuki’ye göre bu durum, Türkiye’nin gelecekteki sosyal ve politik dinamiklerinde gençlerin oynayacağı rolün karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Gençler arasındaki fikir ayrılıklarının ve kutuplaşmanın hangi konular üzerinden olduğuna dikkat etmek gerektiğini söyleyen Selçuki’ye göre son 20 yılda Türkiye, birçok konuda kutuplaştırılmış olsa da geçmişteki bazı kutuplaşmaları aşmış durumda:
“Türkiye’de kendini muhafazakar olarak tanımlayan bir gençlik var. Birçok konuda sosyal muhafazakar tavır ön plana çıkıyor. Ancak gündelik hayatı içeren pratik konularda gençlerin daha fazla benzeştiğini görüyoruz. Farklı arka planlardan gelen gençlerin arkadaşlık kurabilmeleri ülkenin geleceği için ümit verici bir olay. 20 senede Türkiye birçok konuda kutuplaştırılmış olsa da bazı konulardan da mezun olmayı başardı. Bunların başında başörtüsü konusu yer alıyor. Başörtüsünün özellikle yüksek öğrenimde serbest hale gelmesi daha önce temas etme şansı olmayan bireyleri bir araya getirdi ve gördüler ki o kadar da farklı değiller. Diğer yandan toplum bu konudan mezun olurken, anne ve babalarının kavgası artık başörtülü kadınların kavgası olmaktan çıktı. Türkiye’nin bir ayıbıydı ve bitti.”
Yorumlar kapalı.