Emir, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken, Gezi Parkı davası hükümlüsü ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın, Hatay halkının iradesiyle milletvekili seçildiğini ve TBMM’de 600 milletvekilinin oyuyla İnsan Hakları Komisyonu üyesi olduğunu hatırlatan Emir, “Üç Anayasa Mahkemesi kararı var ortada. Üçü de ‘Can Atalay’ın milletvekili olduğunu, dolayısıyla hapiste tutulmasının ve yargılanmasının hukuksuz olduğunu, Anayasa’ya aykırı olduğunu, en son işlem olan Yargıtay kararının Meclis’te okutularak Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin yok hükmünde olduğunu’ tespit etti” diye konuştu.
AYM’nin Atalay hakkındaki kararı dolayısıyla yaptıkları olağanüstü toplantı çağrısı üzerine TBMM Genel Kurulunun toplandığını ve görüşmeler sırasında yaşananları anımsatan Emir, görüşmelerde tartışmaların olması gerektiği gibi yapılamadığına işaret etti.
Emir, “Can Atalay konusu hak ettiği ağırlıkta görüşülemeden maalesef bir kararla karşılaştık. Bugün biz şu noktadayız; Meclis’imizin bir üyesi fiilen Anayasa Mahkemesi kararından söylüyorum, defakto bir biçimde Adalet Bakanlığına bağlı cezaevinde tutuluyor, tutulduğu için yemin edemiyor, görevine başlayamıyor. Hadise bu kadar basittir” değerlendirmesinde bulundu.
TBMM’nin yaşananları görmezden gelemeyeceğine dikkat çeken Emir, şöyle konuştu:
“İvedilikle Meclis’in toplanması için görüşmelerimizi yürütüyoruz. Biz CHP olarak Meclis’imizi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Bu toplantının zamanlaması konusunda diğer gruplarla istişare süreci yürütüyoruz. Biz bunun bir an evvel olması gerektiğine inanıyoruz. Meclis Başkanı’mıza da önemli görev düşüyor. Kendisi, kendi ifade ettiği gibi, bizim kimi uygulamalarından tanık olduğumuz gibi, demokrasiden, milli iradeden, Meclis’in üstünlüğünden yana, Anayasadan yana tavrını koyar, Meclis’i toplar ve Meclis’te öncelikle bu karar okunur. Bizim ilk talebimiz, Anayasa Mahkemesi kararının bir Başkanlık Tezkeresi olarak veya doğrudan Genel Kurul’da Başkanlık Divanınca okunmasıdır. Olması gereken budur. Can Atalay’ın milletvekilliği bir tezkerenin okunmasıyla düşürülmüştür, bu hukuksuzdur ve yeni bir okuma ile bu ilk okumanın hükümsüz olduğu, Şerafettin Can Atalay’ın milletvekili olduğu bütün Genel Kurula duyurulmalıdır. Bu şekli bir işlemdir ama bu yapılmalıdır. Ayrıca Meclis, Adalet Bakanlığına da çağrıda bulunmalıdır. Çünkü Adalet Bakanlığı, Can Atalay’ın tutulduğu cezaevinin denetiminden sorumlu organıdır, yürütme organıdır. Yasama organı, yürütme organına şunu demelidir, ‘Benim bir üyemi defakto bir biçimde orada tutuyorsun, bunu tutmaya hakkın yok.’ Bir formül bulunacaksa, bir formül üretilecekse bu formülü üretmek öncelikle yürütmenindir.”
AYM ile Yargıtay arasındaki tartışmanın da genel görüşme olarak TBMM’de ele alınması gerektiğini ifade eden Emir, Meclis’in Yargıtay’ın tutumunu Genel Kurul’da değerlendirmek zorunda olduğunu belirtti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın bu konuda görüşme yapıldığı için tekrar görüşme yapılamayacağını açıkladığının hatırlatılması üzerine Emir, “Yıldız’ın ve Cumhur İttifakı’nın Anayasa’yı tanımadığını bildiklerini” söyledi.
Murat Emir, “Yepyeni iç tüzük maddeleri ihdas etmesinler. İç tüzük 7. madde açık. Dolayısıyla Meclis Başkanı’nın bizim bu çağrımıza uymak gibi bir zorunluluğu var. Bu keyfi, değerlendirmeye açık bir durum değildir. İç tüzük son derece açıktır, İç tüzüğe uymak görevi de hepimize düştüğü gibi Meclis Başkanı’na da düşmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Daha önceki olağanüstü toplantı çağrısını “genel görüşme açılması” talebiyle yaptıklarını belirten CHP’li Emir, şöyle devam etti:
Yorumlar kapalı.