Özdemir, açıklamasında, “2015 yılı ile 2024 yılı arasındaki yer altı suyu düşümleri 40-50 metre hatta bazı yerlerde 100 metreye yakın. Kenarlarda çok miktarda kaçak kuyu, çok miktarda su sarfiyatı var. Tuz Gölü’nün seviyesi de düşüyor. Tuz Gölü’nün etrafında çok miktarda göl vardı, hepsi de kurudu. Bu göller, bilinçsiz sulama ve su sarfiyatı nedeniyle kurudu, çok üzücü bir durum. Tuz Gölü, Türkiye’deki tuz ihtiyacının yüzde 50’sini karşılıyor. Özel çevre koruma alanında su kuyusu açılması yasak ama vatandaşlarımız bir yolunu buluyorlar. Birbirlerini şikayet etmedikleri için kaçak kuyular açılabiliyor. Tuz Gölü, aynı zamanda canlıların yaşam kaynağı. Tuz Gölü, kuşların doğudan batıya göç yolu üzerinde. Kuşlar göç ederken bu civarlarda sadece Tuz Gölü’nden faydalanıp, besleniyorlar. Flamingolar başta olmak üzere birçok kuşun üreme alanı” diye konuştu.
Su kaynaklarının bilinçsiz kullanımına değinen Özdemir, “Tuz Gölü etrafında daha önce küçük akarsular vardı ama onlar da kuruyunca sadece yer altı sularından besleniyor. Artık su fakiri bir ülke haline geliyoruz. Çünkü insanlarımız bu su kaynaklarının sonsuz olduğunu düşünüyor. Bu suların da bir sonu var. Yer altı suları kendini yenileyen bir kaynak değil, sadece kar ve yağmur sularından besleniyor. Yüzyıllardan itibaren biriken suları kullandık. Türkiye’de ilk çölleşmeye başlayan bölge, Konya ve Aksaray da bunun içerisinde. Daha önce 80 metre derinliğinde kuyular açıldığında yer altı suları ihtiyaçlarımızı karşılarken şimdi ise 300 metre derinliğinde ve sonunda tuzlu suyla karşılaşmaktayız. Bilinçsiz sulama yapıldığı için 10 yıl sonra su fakiri ülkeye dönüşeceğiz.”
Yorumlar kapalı.