Bu olağanüstü ilaç, Anna Olivia Healy ismindeki ender görülen bir çocukluk çağı kanseri olan nöroblastom hastasının ismini taşıyor. Anna, dokuz yaşında yaşama gözlerini yumdu, ancak onun vefatı daha büyük bir emele hizmet ediyor gibi görünüyor. Ailesi, Anna’nın hatırasını yaşatmak ve öbür insanlara takviye etmek emeliyle City of Hope sağlık kurumunda AOH1996’yı geliştiren Profesör Linda Malkas’a bağışlar yapıyor. 20 sene süresince süren bu gayret sonunda umut verici büyümeler elde ediliyor.
Bu ilaç, kanser rehabilitasyonunda bir devrim kalitesinde olabilir. Zira hedefe müteveccih rehabilitasyon, kanserli hücreleri tesirlerken sıhhatli hücrelere hasar vermiyor. Bu da rehabilitasyon sürecini daha tesirli ve yan tesirleri daha az hale getirebilir. İşte detaylar…
Anna’nın ailesi ve Profesör Linda Malkas gibi bilim insanları, kanserle çabada büyük bir umut ışığı oluşturuyor. Bu keşif, milyonlarca insanın yaşamını kurtarma potansiyeline sahip. Kanserle çabada bu cins devrim kalitesindeki ilerlemeler, tıp dünyasının geleceği için oldukça umut verici. Umarız bu ilaç, kanser hastalarına yeni bir umut sunar ve daha pek çok insanın hayatını kurtarmada tesirli olur.
Kanserle çabada bu stil ilerlemeler, cemiyet olarak beraber hareket faktörün ve bilime yatırım yapmanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu bir kere daha gösteriyor. Bu hoş haberlerle dolu geleceğe daha da umutla bakabiliriz. Kanserle savaşta kazanılan her minik zafer, gelecekteki büyük zaferlere giden yolu aydınlatıyor. Her bir bilim insanı ve bağışçı, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için ehemmiyetli bir adım atıyor. İşte öbür ayrıntılar…
Kanser rehabilitasyonunda büyük bir atılım yapıldı! Profesör Linda Malkas ve takımı, kanserde ehemmiyetli bir proteini hedef alan devrim kalitesinde bir ilaç geliştirmek için 20 sene süresince çalıştı. Bu protein, kanserli hücrelerin gelişmesini teşvik eden Proliferating cell nuclear antigen PCNA olarak adlandırılıyor. Tahlilciler, PCNA’nın kanserli varyantını hedefleyerek urları tesirli bir biçimde yok edebilecek bir ilaç geliştirdi.
İlacın muayenehane evveli deneylerinde, 70’ten fazla hücre hattında test edildi ve yalnızca kanser hücrelerini hedef alarak seçici bir biçimde öldürdüğü görüldü. Sıhhatli hücreleri etkilemediği için umut verici bir rehabilitasyon usulü olarak öne çıkıyor. Bu çalışmada elde edilen neticeler, meme, prostat, beyin, yumurtalık, rahim ağzı, ten ve akciğer kanserlerinden türetilen hücrelerin rehabilitasyonunda tesirli olduğunu gösterdi.
