Öztrak, açıklamalarında Türkiye Emekçi Partisi’nin Gezi tutuklusu milletvekili Can Atalay’ın hali hazırda hukuksuzca cezaevinde yakalandığını andırdırarak, “Hataylıların, halkın istemine pranga vuruluyor” diye konuştu.
Öztrak, gazeteci Barış Pehlivan’ın teftişli özgürlük müracaatının yalanlanmasıyla 5’inci defa cezaevine girmesine de tepki göstererek, “Gazeteci Barış Pehlivan, teftişli hürlükten faydalanabilecekken 8 ay daha içeri atılma tahdidi altında. Memleketin her yanında her gün silahlar patlıyor.
Sinan Ateş cinayetinin soruşturması bir cinsli ilerlemiyor. Limanlarımız uyuşturucu rotalarının uğrak noktası haline gelmiş. Türkiye “dünyanın en riskli 20 ülkesinden biri” sayılıyor. Dünya klasmanında yerimiz Kolombiya ile Pakistan arasında bir yerde. Hükümet bunlar dinlenmesin diye, harıl harıl gazetecileri hapsettirtiyor” ifadelerini kullandı.
Öztrak’ın basın buluşmasından öne çıkanlar ise şöyle:
“Baskıcı ve hukuk dışı uygulamalarına karşı yapılacakları konuştuk. Partimize yakışan büyük bir olgunlukla ilerleyen ilçe kurultaylarımız da, bugün heyetimizin gündemindeydi. Saray idaresinin neden olduğu güven depresyonunu gidermek için sergenine koyduğu, Merkez Bankası Başkanının ve Hazine ve Maliye Bakanının son açıklamaları, sekiz ay sonra yapılacak yerel tercihlere kadar, enflasyonla çaba mevzusunda, hiçbir şey yapmak gayesinde olmadıklarını gösteriyor.
En ehemmiyetli önceliklerinin, “Enflasyonu düşürmek” olduğunu söyleyerek iş başına gelen vitrin yönetimi de, sonunda Saray’a uydu. Verdikleri fiyatları, ücretleri, aylıkları, her şeyi, aidatla, zamla, enflasyonla misliyle geri alacaklarını, göz boyama taktiğini sürdüreceklerini, halkı ezmeye devam edeceklerini açıkladılar.
Yandaş basın, ekonomi idaresinin enflasyonla çabayı, “Dezenflasyon süreci”, “Asıl dezenflasyon“, “Karar” gibi yaldızlı sözlerle, süreçlere ayırarak, bir başka bahara ertelemesine, “ne kadar da rasyonel”, “ne kadar da asılcı” diyerek beğeni tutuyor.
Anlaşılan Bakan Şimşek de, doğru dürüst, bütüncül, çapalara bağlanmış bir program yapma olanağı kalmadığını görmüş. Meselelerin esasındaki gerçek nedenin, ekonomi bilimiyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan, ama “Ben ekonomistim” diye fiyaka satan, safsatalarıyla ekonominin altını üstüne getiren, enflasyona rekor üstüne rekor kırdıran, “Haysiyetten tasarruf olmaz” diyerek bir eli yağda, bir eli balda yaşayan Saray’ın böbürlüsü olduğunu öğreniyor. Fakat onun ismini ağzına almaktan korkuyor. Bu surattan Bakan Şimşek, olmayacak işi yaptı, enflasyonun nedeni olarak memur ücretlerine yapılan zamları gösterdi.
Enflasyonun mesulü, enflasyonun ezdiği memur oldu. İnsan bu lafları söylerken azıcık utanır. “Memura zam yaptık” dediniz, çoğu muhtaçlık hududunun altında.