“Değerli Manisalı hemşerilerim, 2 Ağustos günü, 2008 yılından beri yaşadığım bir bağırsak rahatsızlığı nedeniyle İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde Doçent Doktor Tayfun Bişkin tarafından yapılan bir bağırsak operasyonu geçirdim. Operasyondan sonra yaşadığım sıkıntılardan kurtuldum, görevimin başına eskisinden daha iyi bir şekilde döndüm. Fakat geçtiğimiz ay, 4 Eylül günü, gelen patoloji raporunda kolon kanseri olduğumu öğrendim. Gerek ameliyatım gerek ameliyat sonrası sağlık durumumun iyi olması nedeniyle sonuç ne benim ne de doktorlarımın beklediği bir şey değildi. Zira az önce de belirttiğim gibi doktorumun da oluruyla son derece sağlıklı bir şekilde hiçbir şikayetim olmadan görevime başlamıştım.
Teşhis sonrası tüm uzman kadrolarla hem görevimi en güçlü şekilde devam ettirmek hem de en iyi tedaviyi alabilmek adına değerlendirmelerde bulunduk. Tüm süreci şeffaf bir şekilde sizlerle paylaşmak istiyordum fakat kız kardeşim riskli bir hamilelik geçirdiği ve erken doğum riski olması nedeniyle açıklama yapmayı onun ve doğacak olan yeğenimin sağlığını etkilememesi adına erteledim.
Bana alçakça iftiralar atanlar yüzünden dün İzmir Medicana Hastanesinde ilk kemoterapimi alırken, ailem bu haberler nedeniyle apar topar İstanbul’a kardeşimin yanına gidip durumu açıklamak zorunda kaldı. Kendi hastalığımı karnı burnunda bebek bekleyen kardeşime kendim açıklayamadım. Kendisiyle konuşamadım. Bunun acısını asla unutmayacağım, asla affetmeyeceğim!
Ameliyat olduğum günden bu yana, organize olmuş hazımsız bir grup tarafından, planlı bir şekilde pek çok iftiraya ve yalana maruz kaldım. Geçtiğimiz gün ise bir alçak tarafından son derece çirkin, ipe sapa gelmez, baştan sona yalanlarla dolu bir yazı dolaşıma sokularak ben, ailem ve Sayın Genel Başkanım hedef gösterildi, iftiraya uğradı.
Şunu açıkça ifade etmek isterim ki dünden beri 100’den fazla kişi ve kurum tarafımca mahkemeye verildi. Bu alçaklardan hukuk önünde hesap sorup, hepsini tek tek mahkum ettireceğim. Mahkemeye verildiğini öğrenen bazıları derhal yazılarını kaldırdı ve benimle iletişim kurmaya çalışıp özür mesajları gönderdiler. Bu saatten sonra hiç bir özrün benim ve ailem nezdinde kıymeti yoktur. Hakkımda bu adice iftiraları atanlar, mahkum olacaklardır.
Ne acıdır ki biz kadınlar, bu toplumda sadece fiziki şiddet, taciz ve cinayetle karşı karşıya kalmıyor. Böylesi vicdansız erkek egemen siyasi hesaplaşmalarla da hedef alınıyoruz. Herkes bilsin, herkes duysun ki, bu kirli ve hastalıklı zihniyet yenilmeye mahkumdur.
Yorumlar kapalı.