Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mezardan çıkan kafatası ve kemiklerin yanı sıra şeffaf bir naylon poşet bulunduğunu açıkladı. Epözdemir, bu durumun mezardaki kemiklerin daha sonra konulduğu ihtimalini düşündürdüğünü belirterek, konuyla ilgili savcılığa başvurdu.
Mezarda bulunan şeffaf naylon poşeti anlamlandıramadığını söyleyen Epözdemir, bu durumun kafatası ile kemiklerin sonradan bir poşet ile mezara konulduğuna dair şüphe içerdiğini ifade etti.
Epözdemir, konu ile ilgili savcılıktan poşete el konulması ve parmak iziyle DNA incelemesi yapılmasını talep etti.
Garipoğlu’nun ölümüne ilişkin iki önemli isim ise açıklamalarda bulundu.
Garipoğlu’nun intiharının ardından otopsiye giren Prof. Dr. Sermet Koç, o dönem yapılan DNA testlerinin Garipoğlu’nun kimliği doğruladığını anlattı.
Habertürk yayınında anne ve babanın da otopside olduğunu vurgulayan Koç, “Fiziksel benzerlik ve diğer bütün hususlar gözümüzün önünde gerçekleşti.” dedi.
Dönemin Silivri Cezaevi’nden sorumlu Cumhuriyet Savcısı Metin Arda ise Garipoğlu’nun cesedinin sabah sayım yapan personel tarafından bulunduğunu söyledi.
Olaydan yıllar sonra ilk kez konuşan Arda, Garipoğlu’nun başına poşet geçirip havasız kalarak öldüğünü anlattı.
Yorumlar kapalı.