Çakıcı’nın bir mütefekkir olduğunu iddia eden Ünlü, görüşmelerinde ana konunun “rabıta” olduğunu söyledi. Ahmet Mahmut Ünlü, rabıtanın robotlaştırdığını belirtip, “Ben bunu devletin en yüksek ricaliyle de rabıta konuştum. Dolayısıyla dakikalarca böyle 20 dakika, 30 dakika bazı bir saat, bu konu devlet sorunudur, bu rabıta konusunu, Efendi Hazretlerinin vasiyetini , tahkiki ve gerçekleştirilmesi burada devlete de alâkadar eder. Ne bakımdan? Burada koca bir yol bozuluyor. Bozulduktan sonra vatana, millete, devlete, hükümet projesine karşı Sur içinin muhafazanın şeyinden çıkart tam tersine Sur içini satışa döner. Rabıta bozulunca. Dolayısıyla bizim , nerede olursak olalım gündemimiz, dinimiz, şeriatımız, tarikatımız, marifetlerimiz, hakikatimiz budur” ifadelerini kullandı.
Ünlü, Çakıcı ile tanışıklığı ve görüşmesini şu sözlerle anlattı:
Alaattin abi ile şimdi, bu zaten planlı bir görüşmeydi. He, tamam. Alaattin abinin babası benim babamın dostu idi. Alaattin abinin amcası vardı, yakın akrabaları. Necati Çakıcı. Ondan sonra Mahmut Efendi Hazretlerinin ihvanı idi. Sonra onu komünistler öldürdüler. Eee, yani 80’ler olaylarında, sağ-sol olaylarında vesaire. Dolayısıyla Mahmut Efendi Hazretlerini seven, sonra ben telefonlarla görüştüğüm, hapisten çıktığında geçmiş olsun ziyaretlerinde vesaire vesilelerle bayram selamlaşmasıyla görüştüm biri. Yeni görüştüm biri değil bir defa. Ama ben şimdi, ben hala daha ziyaret edemedim. Görüştüm diye tweet atacak halim yoktu yani…
Böyle bir hukukumuz vardı mı? Vardı. Sonra birkaç kere yine ben, başka sahiblerle, dini saiklerle, dini bir takım olaylardan dolayı İslami faydalı olacağına inandığım önemli bazı olaylardan dolayı bazı istişareler için gitmek üzere randevu aldık. Birinde o hastaneye kalkmış oldu. O çağırdı biz İstanbul’da bulunmadık. Yani böyle birkaç şeyimiz oldu. Bu birkaç senede konu. Bu geçen yaz, , Ağustos’ta, o Marmaris’te teknede imiş. Yine yandan birileri beni aradı. Tanışlarımız varmış ziyaret falan. Görüntülü. Bir saate yakın konuştuk. Muhittin Arabiden onun çok kültürü var. 50 sene kitap okumuş, 20 sene yurt dışında, 30 sene yurt içinde hapiste. Çok kültürlü. Yani şu anda mutefekkir, mutefekkir değilim diyor da, mutefekkir , öyle bir şeyler biliyor ki kitaplardan okuduğu da kafasına almış. Reşit Rıza’dan bugün onları konuştuk. Allah bozukluğundan Mustafa İslamoğlu’nun , Sünnet düşünce bid’at eli olduğunu vesaire. İsimleri Hayrettin Karaman’dan, Mehmet Görmez’inden, ne konuştuk yani?
Selahattin Yılmaz kardeşimiz var, onunla da tanıştığımız görüşmemiz var. Kendisi zaten o da aileyi görüşüyoruz, hanımlar görüşüyor falan. Bu noktada o kendisi geldi aldı. Görüşüldü. Tabii Türkiye’nin meseleleri gündemi günceli görüşüldü.
Yorumlar kapalı.