2008 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan coğrafi işaret tescili alan Çubuk turşusu, Avrupa Birliği’ne de tescil başvurusunda bulundu. Çubuk Belediye Başkanı Baki Demirbaş, turşularının lezzetinin, yerel olarak üretilen malzemelerden kaynaklandığını vurguluyor. Mandalina ve muz gibi ilçede yetişmeyen ürünlerden yapılan turşular ise deneme amaçlı üretiliyor.
Çubuk turşusunun pazar payı her geçen gün artıyor ve bu lezzet, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki sofraların vazgeçilmezi haline geliyor. Demirbaş, turşu üretiminin yüzde 80’inin salatalıktan yapıldığını, bunu lahana, domates ve patlıcan turşularının takip ettiğini belirtiyor.
Çubuk turşusunun lezzet sırrı, Toros tipi salatalıkların kaynak sularıyla beslenmesi ve su, tuz, sirke oranlamasının yanı sıra defne yaprağı, dereotu ve sarımsak gibi aromaların kullanılması. Bu özel tarif, Çubuk turşusunu bir marka haline getiriyor.
Çubuk Ev Tipi Turşu Üretim Tesisi’nde, mevsiminde yetişen sebze ve meyvelerin kullanılması, turşunun doğallığını ve lezzetini artırıyor. Gülden Tosun, tesisin turşu üretimi ve tanıtımı için eğitimler düzenlediğini ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Gıda Bölümü öğrencilerinin tesiste uygulamalı eğitim aldığını belirtiyor.
Çubuk Turşucular Kooperatifi Başkanı Hasan Hüseyin Benli, ailesinden devraldığı turşu yapım işini sürdürüyor ve talebe göre farklı malzemelerden turşu üretmeye devam ettiklerini ifade ediyor. Yıllık 200 ton turşu satışı gerçekleştiren Benli, farklı gramajlardaki turşuların fiyatlarını da paylaşıyor.
Çubuk turşusu, yerel lezzetini dünya ile paylaşmaya devam ederken, uluslararası pazarda da giderek daha fazla tanınıyor ve talep görüyor.
Yorumlar kapalı.