Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76’ncı yıl dönümü vesilesiyle başta milletimiz olmak üzere, tüm dünyanın 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü tebrik ediyorum.
İnsanlığın onur mücadelesinin önemli kilometretaşlarından biri olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatmakta, küresel barış ve istikrarın tesisine rehberlik etmektedir. Ancak Beyannamenin varlığı, dünyanın pek çok yerinde en temel hakların ağır şekilde ihlal edilmesine ve insanlık değerlerinin hiçe sayılmasına engel olamamaktadır.
Bugün İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin tüm dünyanın gözü önünde çiğnendiği yerlerin başında, Gazze ve işgal altındaki Filistin toprakları gelmektedir. İnsan hakları savunucusu olduklarını öne sürenlerin Filistin’deki mezalime seyirci kalmaları, hatta örtülü ya da açık destek vermeleri tarihte kara bir leke olarak hatırlanacaktır.
Biz, devlet ve millet olarak, Filistin’de yaşanan insanlık suçlarına en başından itibaren sessiz kalmamayı bir insanlık görevi bildik.
Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında durduk, durmaya da devam ediyoruz. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışın tesisi için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
60 yılı aşan Baas diktatörlüğünün ve 13 yıllık iç savaşın ardından komşumuz Suriye’de filizlenen barış, istikrar ve huzur umutlarını memnuniyetle karşılıyoruz. Suriye’de kuşatıcı ve kapsayıcı bir yönetimin tesisi ile Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarına gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Öte yandan, temel hak ve özgürlüklere yönelik tehditlerin en başında yer alan kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı ve hoşgörüsüzlükle mücadelemiz de aynı kararlılıkla devam ediyor. Nefret suçlarına müsamaha gösterenler ve bu suçları meşrulaştırmaya çalışanların, insanlığın bir arada yaşama iradesine kast ettiklerini bu vesileyle tekrar hatırlatmak istiyorum.
İnsanlığın kazanılmış haklarının muhafaza edilmesi, bu hakları ihlal eden uygulamaların sonlandırılması tüm ülkelere düşen küresel bir yükümlülüktür. Kurallara dayalı uluslararası sistemi çifte standartlardan arındırmak suretiyle, daha kapsayıcı ve adil bir anlayışla gözden geçirmenin, bu küresel yükümlülüğün ifasının ilk adımını teşkil ettiğini bir kez daha vurguluyorum.
Bu düşüncelerle, İnsan Hakları Günü’nün bilhassa temelhaklarından yoksun bırakılan Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere, tüm insanlığa barış, huzur ve adalet getirmesini temenni ediyor, Aziz Milletimizin nezdinde tüm dünyanın 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum.
Yorumlar kapalı.