Çok boyutlu ve karmaşık hale gelen mevcut güvenlik ortamı ve bölgedeki kaotik gelişmelerin, Türk Silahlı Kuvvetlerini her an harekata hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasını ve bu gücünü pekiştirmesini zorunlu kıldığını vurgulayan Güler, İstiklal Harbinden bu yana “en yoğun, en kapsamlı ve en etkili” faaliyetlerin icra edildiğini ifade etti.
Geçmişte yürütülen “sınırlı hedefli ve süreli” askeri harekatların yerine bugün, “sürekli ve kapsamlı” operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vurulduğunu belirten Güler şu bilgileri verdi:
“Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla, Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur.”
Nihai hedefin Irak ve Suriye sınırları boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri kaynağında yok etmek ve terör belasını milletin gündeminden tamamen çıkarmak olduğuna vurgulayan Güler, Pençe-Kilit Harekatı kapsamında terör örgütü tarafından önemsenen ve Suriye ile Kandil arasında kilit konumda olan bölgede 1136 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Güler operasyona ilişkin şu bilgileri de paylaştı:
“Pençe-Kilit Harekatında bugüne kadar toplam 3 bin 158 mayın ve el yapımı patlayıcı imha edilmiş, 1327 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş, 957’si ağır silah olmak üzere 2 bin 421 muhtelif silah ve bu silahlara ait 910 binden fazla mühimmat ele geçirilmiştir.”
Suriye’de yaşanan olayların maddi, manevi, sosyal ve toplumsal yükünü en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Güler, terör örgütleri DEAŞ, PKK/KCK-PYD/YPG-SDG’nin Suriye’deki güç boşluğundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştığını kaydetti.
Suriye’deki son gelişmeleri en başından itibaren bölgedeki muhataplarıyla iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip ettiklerini belirten Güler, Suriye’de son gelişmeler ve ortaya çıkan duruma ilişkin ise “Muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı.” değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar kapalı.