Dışişleri Komisyonu üyesi ve Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyesi olan Öneş Derici, etkinliğin ikinci günündeki “Türkiye’nin Göç Sorunu” isimli söyleşide, iktidarın yanlış bir dış politika anlayışına sahip olduğunu ve sığınmacılar konusunun bu yanlış politikalar yüzünden büyük bir problem haline geldiğini belirtti.
Öneş Derici, Türkiye’nin bugünkü göç sorununun, iktidarın politika anlayışı yüzünden meydana geldiğini belirterek, “İktidarın, Ortadoğu’nun hamisi olma anlayışıyla başlatmış olduğu; özellikle komşu devletlerin içişlerine müdahale etme mantalitesiyle sürdürdüğü yanlış dış politika anlayışının sonucu olarak, bir yandan da Suriye’deki iç savaşın başlamasıyla birlikte, 2011 yılında ilk kez Cilvegözü sınır kapımızdan sığınmacıların girişiyle başladı bu konu” dedi.
Ülkemize gelen bu göç akışının zamanla durdurulamaz ve kontrol edilemez hale geldiğini belirten CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, “İlk başta sınırlarımızda mülteci merkezlerimizde tuttuğumuz, ama 2015’ten sonra serbest bıraktığımız ve bütün ülkemize yayılan, Birleşmiş Milletler’in resmi olarak 4 milyon olduğunu iddia ettiği ama bizim hepimizin katbekat fazla olduğunu bildiğimiz ve toplam sayısından emin olamadığımız sığınmacılarla, inanılmaz bir göç sorununun ortasında, bu sorunla baş başa bulduk kendimizi” diye konuştu.
İktidarın ilk zamanlarda “misafir” olarak tanımladığı sığınmacıların savaştan kaçarak ülkemize giriş yapmasının son derece insani ve normal olduğunu belirten Öneş Derici, savaş kaynaklı göçlerde, göçmenlerin kendi ülkelerine geri dönmesinin beklenemeyeceğini, en azından düzenli geri dönüş politikaları uygulanmazsa geri dönüşlerin imkansız olacağını söyledi.
Şeffaf bir göç politikasının ve çok kuvvetli bir sınır güvenliği politikasının olması gerektiğini söyleyen Öneş Derici, bir devletin en önemli yükümlülüklerinden birinin sınırlarını korumak olduğunu vurguladı. “Sınırlarınızdan kimin geçtiğini bilmezseniz, bu konuda hakimiyet sizde değil demektir. O zaman sizin devletinizin gücü sorgulanır” diyerek, iktidarın sınır ve göç politikalarındaki bu zafiyetten ötürü içeride kimin olduğunu bilmediğimizi, aynı zamanda bu politikaların şeffaf olmadığını söyledi.
Öneş Derici, konuyu insani boyutuyla ele almak gerektiğini vurguladı ve “Şimdi bu söylediğimiz şey faşizmle, ırkçılıkla, göçmen karşıtlığıyla, sığınmacı karşıtlığıyla açıklanamaz. Çünkü zaten olaya insani boyutlarıyla bakmak durumundayız. 2016 yılında o Bodrum sahilinde kaybettiğimiz Aylan Bebeği görünce hepimizin tüyleri ürpermişti, daha dün gibi hatırlıyoruz. Çünkü o bizim çocuklarımız gibiydi, hiçbir farkı yoktu ki bizim için. Avrupa’ya geçmek için uğraşırken otobüste boğulan sığınmacılar, onlar da insandı ve bizim de canımız yandı” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.