Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, kadınların örgütlenmesinin önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“Siz kadınların yaşadığı sorunları çok geniş kitlelere aktarmak zorundasınız. Bugün; hayat pahalılığından tutun, sokaktaki şiddete kadar her alanda kadınların ciddi mağduriyetlerle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Çocuğunun altına bez alamayan bir anneyi düşünün, çocuğuna yeteri kadar gıda veremeyen bir anneyi düşünün… Öbür tarafta eşi ve kendisi, artı üniversiteyi bitiren kızı veya oğlu işsiz bir anneyi düşünün. O evde huzuru düşünün. Yaşanan tablo ve o tablonun dramını en çok kadının çektiğini biliyoruz. O zaman her birimize düşen görev bu dramı sonlandırmak için kadınları ciddi örgütlemeniz gerekiyor. Kadın örgütlenmesini sağlandığınız andan itibaren önünüzde hiçbir gücün durmayacağını göreceksiniz.”
Kadınların temel sorunlarına da değinen CHP lideri, şunları kaydetti:
“Sorunlar var… 3 milyona yakın kadının, Türkiye’de 21’inci yüzyılda okuma ve yazma bilmediği gerçeğini asla hafızamızın bir yerinden silmeyelim. 21’inci yüzyılda 3 milyona yakın kadın okuma ve yazma bilmiyorsa, siyaset kurumunun ayıbıdır. Devleti yönetenlerin ayıbıdır.
Doğum sağlığı, haklar, cinsel ayrımcılık, sosyal güvenlik haklarının yeteri kadar olmaması. Düşünün kırsalda bütün kadınlar çalışır. Ama adım gibi enimin, çalışan kadınların yüzde 1’inin bile sosyal güvenliği yoktur. Biz ne demiştik, kırsalda çalışan kadınların ve gençlerin tamamının sosyal güvenlik primini devlet yatıracak demiştik. Onlara bir gelecek ufku ve güvencesi sağlamak zorundayız. Onun getireceği artı, onun geleceğe daha güvenle bakmasına, sorunları çözerken birilerine teslim olmamasına yol açacaktır. O bizim açımızdan değerli.”
Yaşanan sorunların 21 yıldır tek başına iktidar olan AKP tarafından çözülemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“21 yıldır tek başına ülkeyi yöneten siyasal bir iktidar neden bugüne kadar bu sorunları çözmedi… Neden kadınların hakkını teslim etmedi. İşsiz sayısı arttı, yoksul sayısı arttı, insanlar dilenir noktaya geldiler, ekmek kuyruklarından tutun marketlerde en ucuz ne satılıyor onun arayışına girdiler. Pazar artıklarından yararlanmak ve o artıkları toplamak için annelerin fotoğraflarını zaman zaman gazetelerde görüyoruz. Pazar artığını toplayan bir annenin evine gidip, yemek yapıp, çocuklarının karnını doyurması için çaba harcaması, acaba hangi yürek bunu kaldırabilir? Hangi siyasi anlayış bunu kaldırabilir?
Yorumlar kapalı.