Nefes gazetesinden Şehriban Kıraç’ın haberine göre; 23 Nisan’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremden bahseden Naci Görür, “Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolu üzerinde bir deprem meydana geldiğinde, bu fayın batı kısmı bir sonraki deprem için hedef haline gelir. 1999 depremlerinden sonra Marmara’nın altındaki kabuk enerjiyle yüklendi. Marmara Denizi’ndeki fay, 1766’dan beri deprem üretmiyor. Ortalama 250 yılda bir bu fay yeniden kırılıyor. 1766’ya 250 yıl ekleyince zaten bugünkü yıllara denk geliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi’nin ortasındaki fayın kırılmadığının altını çizerek bunun sismik boşluk olduğunu hatırlattı ve böyle bir boşluğun kendini koruyamayacağını belirtti. Naci Görür, kırılmayan fayın eninde sonunda kırılmak zorunda olduğunu, bu nedenle Marmara ve İstanbul’u deprem tehlikesinin beklediğini söyledi.
Naci Görür, “O kırılma zamanı yakın mı?” sorusuna karşılık yaptığı çalışmalardan bahsetti. 8 uluslararası, iki de ulusal gemiyle araştırmalar yaptıklarını ve dünyanın farklı yerlerinden bilim insanlarıyla en donanımlı gemilerle çalıştıklarını anlatan Görür, “Ben size kendi fikrimi değil, bilimsel araştırmaların sonucunu söylüyorum. O araştırmalar da diyor ki; Marmara’da 1999’dan itibaren 30 yıl içinde her an olmak kaydıyla bir deprem olma olasılığı, bugünkü rakamla yüzde 47” dedi.
Şu anda Marmara’da, bilhassa Kumburgaz segmentinde fayın kırılmaya hazır durumda olduğunu vurgulayan Profesör, bu segmentin kırıldığında 7’nin üzerinde bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu bildirdi.
Kaynak: Nefes Gazetesi
















Yorumlar kapalı.