Muhalefet cephesinin bir kısmında hala demode “iktidara meşruiyet sağlamayalım” itiraz sesleri yükseliyor. 22 yıllık bir iktidarın meşruiyetini kendine görecek kadar gerçeklerden kopmuş bir kibrin neyse ki müşterisi artık az.
Özgür Özel’in genel başkan olarak öne çıkmasının ise ikinci geleneksel muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olacak olimpiyatlarını başlattığı anlaşılıyor. Bir seçim kaybettiren hizipleşmenin tadı damaklarda kalmış demek.
İktidar cephesinde ise itiraz sesleri kulaklarla duyulamayacak desibelde çıkıyor. Ekmeğini ve itibarını kutuplaşmadan çıkaranlar, mevsim normallerinin üzerindeki normalleşmeden rahatsızlar.
Bazı gazeteciler görüşmede Özel’in Erdoğan’dan talepleri diye gönüllerden geçen herşeyi yazmışlar. Onların yazdıklarına bakılırsa Özgür Özel, bildirisini okuyup salonu terk etmiş.
Halbuki anlaşılan bu görüşmenin önemi ve gündemi görüşmüş olmaktı. Ve görüşmeden çıkan en somut ve değerli sonuç da iade-i ziyaret oldu.
Erdoğan’ın 18 yıl sonra ilk kez CHP genel merkezine gidecek olması içinde yaşadığımız anormal şartların bir özeti aslında.
Ama bu anormal şartları sadece iktidara yıkmak haksızlık olur.
Son görüşmenin 2006’da yapılmış olması çok şey anlatıyor. Çünkü 2006’ya kadar Meclis’te AK Parti ile AB reformları yapan bir CHP varken, o tarihten sonra Cumhurbaşkanlığı seçimini krize çeviren, e-muhtıraları, hukuk dışı 367 kararlarını, AK Parti’ye kapatma davalarını, başörtüsü yasaklarını destekleyen bir CHP gelmişti.
İlişkiler uzun yıllar bu yüzden koptu. Ama 2015’de Davutoğlu’nun genel başkanlığı döneminde koalisyon görüşmesi yapacak kadar iki parti yakınlaştı.
Gerisi zaten malum.
Erdoğan, süper yetkili bir Cumhurbaşkanı olarak Meclis’ten uzaklaştı, diğer parti genel başkanlarıyla eşit ilişki kurmaktan uzak durdu.
Özel görüşmesindeki üçüncü koltuk onun simgesi.
Yorumlar kapalı.