Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen davanın duruşmasına, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada önce, iddianamede sanık Bora Kaplan’ın azmettirmesiyle öldürüldüğü kaydedilen Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, bulunduğu şehirden video konferans aracılığıyla beyan verdi. İlhan Tatar, ağabeyinin öldürülmesine ilişkin daha önceki yargılamada söyledikleri hiçbir şeyin kayda alınmadığını savundu ve “Bu olayla ilgili suçluların hepsinin en ağır cezayı almasını istiyorum.” dedi.
Sanıklardan Bora Kaplan, müştekiye sorusu olduğunu belirterek söz istedi. Kaplan, cinayetin ardından “Ümit Günay’ın, Tatar ailesine olayın kapanması için ne istiyorlarsa vermeyi teklif ettiğine” yönelik iddialara değinerek, “Ümit Günay ne zaman gitmiş, ne teklif etmiş?” diye sordu. İlhan Tatar, sorunun ardından Kaplan’a çıkışarak, “Bu işin içinde yoksanız benim yanıma niçin adam gönderiyorsunuz? Sana göre sütten çıkmış ak kaşıksın. Görüşeceğiz seninle.” dedi.
Birbirlerine hakaret etmeleri üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, Tatar ve Kaplan’ı uyardı.
Müştekinin beyanı sonrasında tekrar söz alan sanık Bora Kaplan, dinletmek istediği tanık bulunduğunu ifade ederek, “Ama isim zikretmek istemiyorum. Benim getireceğim tanıkları, polisler gidip tehdit edecekler.” dedi. Mahkeme Başkanı Güven, o halde tanıkları yazılı bildirmesini, gerek görmeleri halinde dinleyeceklerini belirtti.
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin alınmasına başlandı.
Sanık Bora Kaplan, hakkındaki dosyanın, İçişleri Bakanlığınca geçen günlerde görevden uzaklaştırılan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve ekibince “düzmece” olarak hazırlandığını, iddianameyi hazırlayan savcının da “buna alet edildiğini” ileri sürdü.
“Kendisine kumpas kurulduğu, kumpas sonucu cezaevine girdiği, kendisi aleyhine sokakta müşteki arandığı” iddialarında bulunan Kaplan, şöyle konuştu:
“Biz vatan haini değiliz, vatana ihanet etmedik. Bu suçları işlemedik. Hepsi düzmece. Bu kadar yönlendirme, bu kadar baskı olur mu? Beni eşimle, çocuklarımla, kız kardeşimle tehdit ettiler. Üç tane polis dosyaya devlet büyüklerini karıştırmak istediler. Devlet büyüklerinin ismini vermemi istediler. Ama vermedim. Ben öyle namussuz değilim.”
Kaplan, 3-5 polis müdürünün, “Ankara’da şov yapalım, gündeme gelelim” diye hareket ettiklerini öne sürerek, “Bunların aldığı ifadelerin tamamı çöp niteliğindedir. Hepsini baskıyla aldılar. Ama onlar polis, dokunulmazlığı var. Bu anlattıklarım dikkate alınsa o polislerin hiçbiri hayatlarının sonuna kadar hapisten çıkamaz. Bu dosyanın sil baştan yapılması lazım.” iddiasında bulundu.
Yorumlar kapalı.