Zambak Boşnak Kadınlar Derneği ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih Topluluğu işbirliğinde düzenlenen panele, Srebrenitsa’daki “ölüm yolunda” sağ kalmayı başaran Boşnaklar Dr. Fatima Dautbasic Klempic ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi İsmail Hodzic konuşmacı olarak katıldı.
Bosna Hersek’te 1992-1995’te savaş sırasında doktor olarak görev yapan ve Srebrenitsa Soykırımı’nın tanıklarından Dautbasic Klempic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Srebrenitsa’da yaşananların unutulmaması gerektiğini belirterek, “Bugün Ankara’da 1995’te yaşanan korku dolu anları, bir kentin yok edilmesini anlatacağım.” dedi.
O dönem 27 yaşında Tıp Fakültesi mezunu yeni bir doktor olarak göreve başladığını anlatan Dautbasic Klempic, “Çok zor günlerdi. 15 bin kişi ile güvenli bölge Tuzla’ya gidebilmek için orman yolundan yürüdüm. Sağ kalabilen birkaç kişiden biriyim.” ifadelerini kullandı.
Srebrenitsa’da doğan ve savaştan dolayı Türkiye’ye göçmen olarak gelen Hodzic de Srebrenitsa Soykırımı’nın yeterli derecede anlatılmadığını söyleyerek, “Srebrenitsa’dan sonra birçok Müslüman ülkede soykırımlar yaşandı. Bugün can yaramız olan Filistin’de ise maalesef devam ediyor.” diye konuştu.
Esir olarak 1,5 ay toplama kampında kaldığını ifade eden Hodzic, Srebrenitsa’da Boşnak sivillerin korkunç zulümlerden geçtiğini belirtti.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Hatice Oruç, Srebrenitsa’daki soykırımı yakın tarihli “uyurgezerlik” şeklinde niteleyerek, “Yaşananlar dünyanın gözleri önünde yaşandı. Bugün yaşanan soykırımlara dur demek için tanıklara kulak vermeliyiz.” dedi.
Zambak Boşnak Kadınlar Derneği Başkanı Dzenita Özgüner, geçen hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 11 Temmuz’un “Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü” olarak kabul edilmesinin “tarihi bir karar olduğunu” belirterek, bugün ise Gazze’de bir soykırımın yaşandığına dikkat çekti.
Srebrenitsa’da ne oldu?
Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.
Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü.
Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007’deki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenitsa ve civarında yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi.
Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.
Potoçari Anıt Mezarlığı’nda şimdiye kadar 6 bin 751 kurban toprağa verilirken, cenazesine ulaşılamayan 1600’den fazla kişi bulunuyor.
Yorumlar kapalı.