Cezaevinden yeni çıktığını belirten Tekayak, eşinin C.B. ve E.Ö. ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini iddia ederek, “Eşimin cep telefonuna sürekli, ‘Merve orada mı’ diye mesajlar geliyordu. Eşimin ismi Müzeyyen’dir ama kendisine Merve diyorduk. Eşime söylediğimde, ‘Kötü niyetli aramıyorlar, arkadaşlarım, tanıdıklarım’ diyordu. Tartıştık, evden çıkıp, gittim. Akşama doğru geldiğimde eşim evde değildi. Eşime ulaştım, sığınma evine gideceğini söyledi. Bir gün sonra sinirim geçti, eşimi aradım, ‘Böyle olmaz, çocuklara yazık olacak’ dedim. Eşim de ‘Kadın sığınma evindeyim, üzerime gelme, gelmeyeceğim’ dedi. Ben de ‘Allah işini gücünü rast getirsin’ dedim ve telefonunu engelledim” dedi.
Müzeyyen Tekayak
Eşinin kadın sığınma evinde kalmadığını, E.Ö.’nün evinde kaldığını öğrendiğini belirten Tekayak, “Eve geldim, telefonumdaki engeli kaldırdığımda, eşim bana mesaj atmaya başladı. Görüntülü konuşmaya başladık. ‘Neredesin’ diye sorup, tarif ettiği eve gittim. Evde eşim, iki bayan daha vardı. Eşimin yanında olan kızımla biraz zaman geçirdim. Kalkacağım zaman eşim, ‘Ben de seninle geleyim, çocuklara kıyafet alacağım’ dedi. Taksiye binip, evimize geldik. Oturma odasına geçtik, eşim de ben de uyuşturucu madde kullanırdık. Eşim üzerindeki maddeyi çıkardı ve kullandık. Eşime neden bu hale geldiğimizi sordum, ‘Senin için neler yaptım’ dedim. Eşimi çok seviyordum. İnsan ne kadar eşini sevse de kontrolünü kaybedebiliyor. Bana, ‘Sen hep onun, bunun laflarına bakıyorsun’ dedi. Eşime E.Ö. ile dedikodusunun yapıldığını söyledim. Bana çok sert tepki verdi, oturduğu yerden irkildi, mutfakta yüzüme tükürdü. Bebek yatağının üzerindeki tüfeği aldım, uğradığım hakaretler nedeniyle kontrolümü kaybettim. Karanlıkta ateş ettim, eşime bakarak ateş etmedim. Eşime ateş ettikten sonra dışarı çıkıp, ‘Ambulans çağırın’ diye bağırdım” diye konuştu.
Diğer yandan sanık avukatının, son doğan çocuğun babasının müvekkili olmadığını iddia ederek istediği DNA sonucu da mahkemeye geldi. Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen heyet raporunda H.M.’nin sanığın kızı olmadığı belirtildi. Öldürülen Müzeyyen Tekayak’ın annesi Fatma Yelsali da damadından şikayetçi olup, “Sanık hem kendi hayatını hem de kızımın hayatını mahvetti” dedi. Yelsali’nın damadına karşı, ‘Seni canımdan çok seviyordum’ diyerek ağladığı görüldü.
Son sözleri sorulan sanık Tekayak, “Bu olayın böyle olmasını istemezdim. Eşimi öldürmek istesem cezaevinden ilk çıktığım gün öldürürdüm” dedi. Mahkeme heyeti, sanık Tekayak’ı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet daha sonra cezanın tahrik altında işlendiğine kanaat getirerek, ‘iyi hal’ indirimi uygulayarak sanığa 18 yıl hapis cezası verdi.
Yorumlar kapalı.