Eskişehir’in Günyüzü ilçesi Gecek Mahallesi’ndeki Gecek Camisi’nde bayram namazını kıldıktan sonra basın mensuplarına gündemi değerlendiren Destici, “Başta Gazze olmak üzere Filistin’in pek çok noktasında büyük bir katliam, büyük bir soykırım devam ediyor. Yine Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, Afrika’da, dünyanın çeşitli coğrafyalarında Müslümanlara karşı adeta soykırıma varan uygulamalar var. Her gün yüzlerce, binlerce masum Müslüman hayatını kaybediyor. Özellikle Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana katil terörist İsrail büyük bir soykırım gerçekleştiriyor” diye konuştu. Aynı zulmün Doğu Türkistan’da da sürdüğünü ifade eden Destici, dualarının Doğu Türkistan’ın bir an önce Çin işgalinden kurtularak bağımsızlıklarına kavuşması yönünde olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamasını değerlendiren Destici, şöyle konuştu:
“Yerel seçimlerden sonra siyasette yumuşama havasının meydana gelmesinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük katkıları olmuştu. Daha doğrusu onlar, bu süreci başlatan iki önemli liderdi. Biz de buna katkı verdik. Şahsım da heyetimizle birlikte hem İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu hem de Özgür Özel’i ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerimizi de iletmiştik.”
Bu havanın Türkiye’nin genelinde de büyük bir memnuniyetle karşılandığını dile getiren Destici, “Çünkü bizim temel problemlerimizi çözmek için de birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacımız var. Belli noktalarda ortak çalışmaya ihtiyacımız var ki bunun da ilk yansımaları görülmüştü. Sayın Özgür Özel’in bu son açıklaması, bu yumuşama havasına uygun bir açıklama olmadı. Nezaket kurallarına da uygun bir açıklama olmadığını düşünüyorum. ‘Suç ortağı’ nitelemesini de doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Dolayısıyla da ortada bir suç ya da suçlu yok” açıklamasında bulundu.
Destici, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı, milletten aldığı yetkiyle görev yapıyor. Kararnameler çıkartıyor, atamalar yapıyor. Aynı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi de yine milletten aldığı yetkiyle yasaları çıkarıyor. Yine mahkemeler de yargı da bunları denetliyor. Her şey Anayasa ve yasalara uygun olarak Türkiye’de yapılıyor. Zaten Anayasa ve yasalara uygun olmayacak şekilde birtakım uygulamalar yapılsa mutlaka hukuk buna ‘Dur’ diyecektir. Bugün demese yarın diyecektir. Onun için hiç kimse yasaların ya da Anayasa’nın üstünde değildir. Bunu şahsen ben, bir dil sürçmesi olarak değerlendirmek isterim ya da siyaseten bir anda siyasi heyecana kapılarak söylenmiş bir söz olarak değerlendirmek istiyorum. İnşallah düzeltilir, toparlanır ve siyasetteki yumuşama havası devam eder.”
Yorumlar kapalı.