Namı yurt dışına kadar ulaşan isli kahve son senelerde yerli ve yabancı turistlerin de ilk tercihi haline geldi. İsli kahveyi ilk defa 1890’larda dedesi Esat Efendi’nin pişirdiğini belirten Baycan Budak, “İsli kahve dedemiz Esat Efendi’nin 1890’lı yıllarda Erzurum’da, o zamanki deve kervanlarına yapmış olduğu közde kahvedir. İsli kahvenin ismi ise közün ateşinden çıkan dumanın fincanın etrafında oluşturduğu isten geliyor.
1930’lu yıllarda dedemizin vefatına kadar isli kahve Erzurum’da yapılmaya devam etmiş. Daha sonra ardan geçen uzun yılların ardından Osmanlı Devleti’nin kadim şehri Bursa’daki tarihi Fidan Han’da bu geleneği sürdürmek istedik. 135 yıllık geçmişi olan isli kahve kültürünü 15 yıldır burada yaşatıyoruz. Telvesi batmayan dünyadaki tek kahvedir” ifadelerine yer verdi.
Fincanda pişirilen kahvenin telvesinin batmadığını belirten Budak, “Biz kahvemizi fincanda pişiriyoruz. İçeriğinde 12 çiçek özü var. Bu karışımlardan dolayı telvesi asla batmıyor. İçenler de hem telvesini hem de suyunu aynı anda içtikleri için ayrı bir keyif alıyorlar. Bu kahvemizin ünü hem yurt içinde hem de yurt dışında çok yayıldı. Hatta yerli ve yabancı turistler de gelmeye başladılar. Özellikle büyükşehirlerimizden inanılmaz bir yoğunluk var. Özel bir kahve olmasıyla beraber adeta Bursa’nın bir markası haline geldi” dedi.
Sahte kahvelerin önünü kesmek için tedbir aldıklarını da belirten Budak, “Marka tescilini de aldık. Marka tanınmaya başladığı zaman sahte kahvelerin önüne geçmek için ismini tescilledik. Aynı fincanda başka kahve yapmaya çalışanlar da var. Bizim kahvemizi tabiî ki tutturamadılar. Orijinal isli kahveyi içmek isteyenler Bursa’da tarihi Fidan Han’a gelebilirler” şeklinde konuştu.
Yorumlar kapalı.