Bu açıklamalara karşılık Ayyüce Türkeş Taş, sosyal medyada sert tepki göstererek, “Başbuğ Türkeş ile Osman Kavala’yı aynı kefeye koymak kimsenin haddine değildir. Başbuğ Alparslan Türkeş, ömrünü Türk Milleti’ne adamış büyük bir devlet adamıdır. O’nu anlamadan temsil edemeden Türk siyasetinde yer edinenler artık Başbuğ’un ruhunu rahat bırakın. Herkes haddini ve yerini bilecek.” ifadelerini kullandı.
Tuğrul Türkeş, kardeşinin bu eleştirilerine yanıt vererek, “Benim sosyal medyada paylaştığım mesajlarım ve yapılan söyleşi akabinde gelen sitem, eleştiri ve karşıt düşüncelere yönelik bir yorum beklendiği açıktır. Ben hiçbir yazımda ve/veya konuşmamda Rahmetli Türkeş’e atıf veya alıntı yapmadım, yapmam. Konuyu bu ana hedefinden çıkartıp meseleyi ailevi ve/veya başka mecralarda tartışmaya kalkmak işin özüne zarar verir. Bu nedenle bunu asla yapmayacağım.” dedi.
Ayyüce Türkeş, Başbuğ Türkeş’in hatıralarını merak edenlere “Şahinler Dansı” kitabını okumalarını önerdi ve ekledi: “Başbuğ Türkeş, oğlunun düğününü hapiste olduğu için değil; oğlu babası hapisteyken düğün yaptığı için görememiştir. Başbuğ Türkeş kendi evladı dahil hiç kimseye bedel ödetmemiştir; her türlü bedeli kendi ödemiş ve arkasında çok büyük gurur verici bir manevi miras bırakmıştır.”
Tuğrul Türkeş, konunun ailevi meselelerden öte, Türkiye ve uluslararası arenada yaşananlar olduğunu vurgulayarak, “Ben hala yaklaşık 3 ay önce sorduğum sorulara ve devamındaki ilave sorularıma cevap arıyorum. Ben TBMM çatısı altında görev yapan 593 milletvekilinden birisiyim. Umarım ve dilerim ki diğer 592 arkadaşımı da beni takip, kontrol ve denetlediğiniz gibi takip ediyorsunuzdur.” dedi.
Yorumlar kapalı.