Projenin temel çıkış noktalarından biri olan 6 Şubat depremleri, Türkiye’de ardışık afetlerin tetiklediği etkilerin daha iyi anlaşılması gerektiğini ortaya koydu. Prof. Dr. Görüm, depremin ardından tetiklenen 12 bin heyelan ve bu heyelanların aşırı yağışlarla moloz akmalarına dönüşmesi sonucu 20’den fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bu tür olayların anlaşılması ve önlenmesi için yeni araçlar geliştiriyoruz,” dedi. Görüm ayrıca, depremlerin barajlarda oluşturduğu siltasyon (alüvyon birikmesi) problemlerine de dikkat çekerek, bu sorunların çözümü için DANGER’ın önemli bir rol oynayacağını belirtti.
DANGER, afet sonrası oluşabilecek domino etkisi taşıyan tehlikeleri önceden tespit etmek üzere tasarlandı. Prof. Dr. Görüm, “Doğal afetlerin frekansı ve büyüklüğü yıllık olarak değişkenlik gösteriyor. Her yeni olay bir vaka olarak makine öğrenmesi sistemine ekleniyor. Bu sayede sistem, öğrenme kapasitesini sürekli artırarak tehlikeleri daha doğru bir şekilde öngörebilecek,” dedi.
Projenin bir diğer önemli özelliği, statik yaklaşımlar yerine dinamik ve sürekli öğrenen modelleri kullanması. Görüm, “Amacımız, her yeni vakayla daha geniş öğrenme kapasitesine sahip ve doğruluk payı yüksek modeller geliştirmek. Bu, gelecekte olası tehlikelerin daha etkili şekilde önlenmesine yardımcı olacak,” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.