Ayşe Erişli şunları ifade etti:
“Köyümüzde meralarımızda kurulmak istenen RES’i rest etmek için geldik. Köyümüzün doğallığını güzelliğinin ve doğal hayatının bozulmasını istemiyorum. Köyümüze gerçekten bağlıyız ve bu tarz faaliyetlerin doğaya büyük zarar vereceğini düşünüyoruz. Yerleşim yerlerine, su akışlarına büyük zararlar verebileceğini düşünüyoruz. Arıların kuşların uçuş alanlarının değişeceğini düşünüyoruz. Bunlar tabii ki bilimsel. Daha sonra bilim insanlarımız bu konuda açıklama yapacaklardır. Biz kendilerinden bunu araştırarak konuşarak buradayız. Bilinçli olmaya çalışıyoruz ve köyümüze sahip çıkmak istiyoruz.”
Emekli öğretmen Süleyman Bakırcı ise şöyle konuştu:
“Ebetteki RES’ler doğaya zarar vermeden yerleşim yerlerinden uzak olan yerlerde olabilir ancak bu güzelim yerleşim yerinde arılara, kuşlara doğaya zarar verecekler. Ormanı katledecekler ondan sonrada RES’ler yapacaklar. Şimdi esasında devletin yapması gereken şudur; bakın Şavşat’ın her tarafında ormanlara böcek girmiş ve ormanlar kuruyor. Bizim gençliğimizde sırt pompasıyla gençlik olarak ormanları gezdik ve o böcekleri kuruttuk. Bu söylediklerim yaklaşık kırk sene önceydi ve pompa bulmada zorlandık. Pompaları sırtımıza alarak gençlik olarak bütün köylerde ormanları ilaçladık. Şu anda helikopterler var ilaçlar var ve ama sürekli orman katliamı yapıyorlar. Şu anda yapılması gereken RES’ler falan değil ve şu anda acil olarak yapılması gereken Şavşat’taki tüm ormanların ilaçlanmasıdır bunu yapmazsan gerisi fasa fisodur. Bu yapılanlarda birkaç yandaşı zengin edecekler ve ülkeyi vatanı düşündükleri yok.”
Ebabekir Keskin ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Şavşatlıyım ve uzun zamandır da Şavşat’ta oturmaktayım ve şu tepelerde yapılması gereken RES’lerle ilgili buradayız. Biz düşünce yapısı itibarıyla yenilenebilinir enerjiye karşı değiliz ancak bizim bir kamucu anlayışımız var ve doğanın özel şirketlere peşkeş çekilmesine karşıyız. Bunun kamu eliyle yapılması ve burada bulunan vatandaşların daha ucuz enerjisine ulaşabilmesi; Artvin’de Deriner Barajı, Yusufeli’nde Yusufeli Barajı, aşağıda Borçka Barajı ve altında Muratlı Barajı var. Derelerimizde peşi sıra yapılmış olan HES’lerin bize hiçbir faydası yok. Yıllardır ölüm yolu olarak kullandığımız Artvin-Şavşat arasındaki yolu kullanıyoruz. Biz bu bütün tesisler yapılırken tüm sıkıntıları çeken biziz ama bizim burada ucuz enerjiye ulaşma şansımız yok. Eğer kamucu anlayışla bunlar yapılmış olsaydı, bugün belki biz ucuz enerjiye sahip olacaktık. Keza şu doğaya baktığımızda ormanlarımızda ciddi bir katliam var. İlkel koşullarda yapılan kesimler ve sürütmeyle ormandan çıkarma işlemleri oradaki diğer ağaçlara, bütün canlılara bitki örtüsüne ciddi anlamda zarar veriyor. Yine bunlarda kamucu anlayışla değil birilerine peşkeş çekilerek yapılıyor gerek taşıması gerek kesimi gerek pazarlaması genelde yandaşlar tarafından yapılmaktadır. Şavşat’ta orman olmaz ise Şavşat olmaz. RES’ler yine özel bir firmaya peşkeş çekilmiş vaziyette hem bu ormanları etkileyecek hem doğal yaşamı etkileyecek, arıcılık faaliyetini etkileyecek, hayvancılık faaliyetlerini etkileyecek ve süreç içinde bunların doğaya nasıl zarar vereceğini de kimse bilimsel olarak açıklamıyor.”
Kaynak: ANKA
Yorumlar kapalı.