Arhavililer, maden çalışmalarının su kaynaklarını kirleteceği, tarım alanlarını tahrip edeceği ve ekosisteme büyük zarar vereceği kaygısı taşıyor. Mevcut hidroelektrik santraller ve taş ocakları sebebiyle bölgedeki yaşamın zaten olumsuz etkilendiğini söyleyen Arhavi halkı, tıpkı Cerattepe’de olduğu gibi, madene izin vermeyeceklerini söylüyor.
Halk haftalardır bilgilendirme toplantıları, protesto gösterileri ve imza kampanyaları düzenleniyor.Bölge halkının bir kaygısı da maden çalışmalarında açığa çıkacak ya da kullanılacak ağır metallerin tüm ekosistemi olumsuz etkilemesi.
BBC Türkçe’ye konuşan Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği Onursal Başkanı Hazım Kurdoğlu ise şirketin bu aşamada sondaj çalışmalarına başlayabileceğini söylüyor:
“Sondaj aşamasında yapacakları müdahaleler bile doğaya zarar verecek. Sürekli yağışın ve akarsuların olduğu bu bölgede, sondajla çıkacak olan topraklar içerisindeki ağır metaller bile, hiçbir kimyasal işleme gerek olmaksızın, bizim suyumuzu ve toprağımızı kirletecek.”
Projede bundan sonra, ruhsat ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlayacak.
Arhavililer, temel geçim kaynakları olan çay tarımının maden yüzünden zarar göreceğinden endişeleniyor. Kurdoğlu, ihale edilen bölgenin hem yerleşim alanı hem de tarım alanlarından oluştuğunu söylüyor:
“Çay tarımı bu bölgenin can damarıdır, en büyük girdisidir. Çay tarımı başta olmak üzere tüm tarımsal faaliyetlerimiz madenden olumsuz etkilenecek. “Arhavi’nin bütün köyleri, yaylaların ve devlet ormanlarının hemen altında kalan yerleşim alanlarıdır. Maden yapılmak istenen bölge bizim hem yerleşim hem de tarım alanlarımız. “Bundan yıllar önce ilk dere ıslahları, HES’ler ve yeşil yol gibi projeler başladığında, bunların arkasının geleceğini ve madenler için altyapı olacağını söylemiştik. Şimdi maalesef bu gerçekle karşı karşıyayız.” Kurdoğlu’na göre, projenin belirlenen alanla sınırlı kalmayacak ve yoğun maden sahalarına sahip Hopa ve Fındıklı ilçelerine de yayılacak. Bölge halkının madene karşı çıkmakta çok kararlı olduğunu söyleyen Kurdoğlu, “Aksi halde burada yaşam biter, köyler mecburi olarak boşalır” diyor.
Artvin gerek zengin bitki örtüsü ve biyolojik çeşitliliği, gerekse barındırdığı endemik türler açısından nadir görülen bir doğaya sahip. Ancak Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın (TEMA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan aldığı verilere göre, Artvin’in %71’i, Arhavi’nin ise %80’i “maden işletme, ihale ve arama ruhsat alanı” olarak belirlendi.
Yorumlar kapalı.