1. Haberler
  2. Gündem
  3. Avrupa’da aşırı sağ ile birlikte İslam düşmanlığı artıyor: “Göçmen Karşıtlığı ile Müslüman Düşmanlığı birleşiyor”

Avrupa’da aşırı sağ ile birlikte İslam düşmanlığı artıyor: “Göçmen Karşıtlığı ile Müslüman Düşmanlığı birleşiyor”

featured
service

“Avrabiya” ve “Büyük İkame Teorisi” gibi komplo teorileri, Avrupa’da giderek daha yaygın hale geliyor. Özünde göçmen karşıtlığı ve İslamofobiye dayanan bu popülist stratejilerin nasıl toplumsal kabul gördüğünü, ODTÜ’de aşırı sağ hareketler ve çok kültürcülük üzerine çalışan Araştırmacı Hasan Ayer ile konuştuk.

Son yıllarda Avrupa’da artan Müslüman göçü, kıtanın siyasi atmosferini ciddi şekilde etkilerken, aşırı sağın yükselişiyle birlikte İslam karşıtlığı ve göçmen düşmanlığı da hızla yaygınlaştı. Bu durum, özellikle aşırı sağ grupların söylemlerinde komplo teorilerinin daha fazla yer bulmasına neden oldu.

En dikkat çekici komplo teorilerinden biri olan “Avrabiya”ya göre, 2000’li yılların sonunda Avrupa Birliği, Müslümanlar tarafından ele geçirilip, Arap Birliği olarak ilan edilecek. Bu teori, Avrupa’daki İslamofobiyi besleyen önemli bir söylem haline gelmiş durumda.

Hasan Ayer

Hasan Ayer, Avrupa’daki aşırı sağ hareketlerin temel motivasyonlarını ve bu grupların İslam karşıtlığını nasıl körüklediğini detaylandırdı. Ayer’e göre, Avrupa’da hızla yayılan bu komplo teorileri, göçmen karşıtlığı üzerinden Türkiye’deki gelişmelerle benzerlikler taşıyor.

Aşırı sağ grupların, göçmenleri kültürel bir tehdit olarak görüp bu söylemi kullanarak Müslüman karşıtı propagandayı nasıl yaygınlaştırdığını anlatan Ayer, bu eğilimlerin kıta genelinde toplumsal kutuplaşmayı nasıl derinleştirdiğini de değerlendirdi.

Türkiye’deki göçmen karşıtı söylemler ile Avrupa’daki aşırı sağın söylemleri arasındaki benzerliklere dikkat çeken Ayer, “Ümit Özdağ’ın göçmen karşıtı söylemlerinde Avrupa’daki aşırı sağ grupların benimsediği “liberal blaming” (liberalleri suçlama) söylemiyle örtüşen ifadeler görüyoruz. Özdağ, özellikle liberaller ve sol demokrat grupları “foncular” gibi aşağılayıcı terimlerle hedef alarak, Avrupa’daki aşırı sağın kullandığı söylemlerle benzer bir çizgi izliyor.” dedi.

-Popülist sağın yükselişiyle komplo teorilerinin ana akıma taşınması arasında nasıl bir ilişki var ve bu teoriler seçim başarılarını nasıl etkiliyor?

Her ne kadar Türkiye’de çok gündemde olmasa da, Avrupa’da 90’lı yıllardan bu yana popülist ve radikal sağ siyasetin yükseldiğini görüyoruz. Bilhassa 1996-2010 arası dönem önemli zira bu dönem arasında birçok Batı Avrupa ülkesinde radikal sağ, koalisyon hükümetlerinin parçası haline geldi.

Öte yandan, sorunuza daha net cevap vermem gerekirse buradaki temel mesele, popülist sağın pek çok siyasi argümana sahip olmasının ve yükselişinin yanı sıra, komplo teorilerinin bu hareketin önemli bir parçasını oluşturması. Komplo teorileri aşırı sağın merkezinde olmasa bile, bu teoriler ile aşırı sağ arasında sıkı bir ilişki mevcut olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca bu teoriler, kitleleri cezbettiği gibi aşırı sağın seçim başarılarına katkıda bulunuyor. Komplo teorilerinin ana akım siyasette dolaşıma girmesi de bu başarıda etkili.

“Avrabiya” teorisi haricinde Büyük İkame Teorisi gibi diğer birçok aşırı sağ komplo teorisini de dikkate almakta fayda var. Bu teoriler, Avrupa dışı toplumlardan gelen göçü, bir kültürel ve zihinsel istila olarak gören bir anlayışa dayanıyor. Özellikle 80’lerden itibaren aşırı sağın söylemleri çeperlerden ana akıma kaydı ve bu söylemler artık sadece aşırı sağın değil, merkez partilerin de kullandığı argümanlar haline geldi. Bu açıdan merkez siyasetin bu teorileri dolaşıma sokmadaki rollerini de tartışmaya açmak elzem.

Örneğin, Fransız yazar ve teorisyen Renaud Camus tarafından ortaya atılan Büyük İkame Teorisi bu bağlamda dikkate değer. Camus, Fransa’daki göçün ve liberal kurumsallığın, ülkenin kültürel kimliğini tehdit ettiğini savunarak “The Great Replacement” adlı bir kitapçık yayınladı. Bu kitapçıkta, Fransa’nın Kuzey Afrika ve Orta Doğu’dan gelen göçmenler tarafından istila edildiğini ve bu olgunun Fransa’nın ruhunu yok eden bir süreç olduğunu iddia ediyor. Teori sadece Fransa’da değil, ABD ve Avrupa’daki aşırı sağ çevrelerde de yaygın olarak kullanılıyor. Wilders, Le Pen, Salvini ve Orban gibi siyasetçiler de bu teoriyi benimsedi ve yer yer siyasi söylemlerine entegre etti.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Avrupa’da aşırı sağ ile birlikte İslam düşmanlığı artıyor: “Göçmen Karşıtlığı ile Müslüman Düşmanlığı birleşiyor”
Yorum Yap

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz