1. Haberler
  2. Gündem
  3. AYM Kırıkkanat ve Alçı’nın ‘Taze Kaşar’ Davasında Kararını Verdi

AYM Kırıkkanat ve Alçı’nın ‘Taze Kaşar’ Davasında Kararını Verdi

featured
service

Gazeteci Nagehan Alçı’nın 2013 yılında bir televizyon kanalında sunduğu programın yayından kaldırılması üzerine bir Twitter kullanıcısı, “Gündüzleri kaynım bana kaydı, akşamları Fidan kalsın mı? Ne yapsa olmuyor işte!” şeklinde bir paylaşımda bulunmuştu, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat ise paylaşımı alıntılayarak “Taze kaşarın programı yayından kaldırılmış” ifadesini kullanmıştı.

Nagehan Alçı’nın şikayeti üzerine 2014 yılında İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Mine Kırıkkanat’a “alenen hakaret” suçundan 2 bin 610 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmişti. Cezanın ardından yazar Mine Kırıkkanat konuyu AYM’ye taşıdı ve şikayete konu olan paylaşımın eleştirel mahiyette olduğunu savunarak “kaşar” ifadesinin “çok deneyim kazanmak veya hoşa gitmeyen bir harekete ya da bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymaz hale gelmek anlamındaki ‘kaşarlanmak’ olarak kullanıldığını”, “kaşarlanmak” ifadesiyle Alçı’nın programını eleştirdiğini, ancak mahkemenin gerekçe açıklamadığını ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini savundu.

AYM’nin Kırıkkanat’ın bireysel başvurusuna ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. AYM’nin kararında şu ifadeler kullanıldı:

“Anayasa Mahkemesi demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ifadesinden ne anlaşılması gerektiğini daha önce pek çok kez açıklamıştır. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir. İfade özgürlüğü üzerindeki sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik ve istisnai nitelikte olması gerekir. Müdahaleyi oluşturan tedbirin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığının kabul edilebilmesi için amaca ulaşmaya elverişli olması, başvurulabilecek en son çare ve alınabilecek en hafif önlem olarak kendisini göstermesi gerekmektedir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan veya ulaşılmak istenen amaca nazaran bariz bir biçimde ağır olan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir.

Orantılılık ise sınırlamayla ulaşılmak istenen amaç ile başvurulan sınırlama tedbiri arasında aşırı bir dengesizlik bulunmamasına işaret etmektedir. Kamu gücünü kullanan organların düşüncelerin açıklanmasına ve yayılmasına müdahale ederken ifade özgürlüğünün kullanılmasından kaynaklanan yarardan daha ağır basan, korunması gereken bir menfaatin ve kişiye yüklenen külfeti dengeleyici mekanizmaların varlığını somut olgulara dayanarak göstermeleri gerekir.

Bununla birlikte ifade özgürlüğü, sıkı bir şekilde yorumlanması gereken istisnalara tabidir ve herhangi bir kısıtlama ihtiyacı ikna edici bir şekilde tesis edilmelidir. Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasına göre ifade özgürlüğünün sınırlandırılma nedenlerinden ve bu bağlamda ifade özgürlüğünü kullananların uyması gereken görev ve sorumluluklardan biri de başkalarının şöhret veya haklarının korunmasıdır. Bireyin şeref ve itibarı, kişisel kimliğinin ve manevi bütünlüğünün bir parçasını oluşturur ve Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasının korumasından faydalanır. Devlet, bireyin şeref ve itibarına keyfi olarak müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin saldırılarını önlemekle yükümlüdür.

Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında bu iki hak arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediğini değerlendirmiştir. Bu, soyut bir değerlendirme değildir. Çatışan haklar arasında dengeleme yapılabilmesi için kullanılan ifadelerin türünün, kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesinin, ifadelere yönelik kısıtlamaların niteliğinin ve kapsamının, ifadelerin kim tarafından dile getirildiğinin, kime yöneldiğinin, tarafların ünlülük derecelerinin, ilgili kişilerin önceki davranışlarının ve kamu ile diğer kişilerin kullanılan ifadeler karşısında sahip oldukları hakların ağırlığının değerlendirilmesi gerekir.

Başsavcılık, sosyal paylaşım platformlarında müştekiyle ilgili olarak hakaret içeren çok sayıda paylaşım yaptığı iddiasıyla başvurucu hakkında kamu davası açmıştır. Mahkeme ise yargılama sonucunda sadece ‘Taze kaşarın programı yayından kaldırılmış’ şeklindeki paylaşımın başvurucu tarafından yapıldığını kabul ederek başvurucunun hakaret suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
AYM Kırıkkanat ve Alçı’nın ‘Taze Kaşar’ Davasında Kararını Verdi
Yorum Yap

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz