Girilen savaşların kaybedilmesi sonucu Avrupa’daki bankerlerden borç alacak kadar mali durumu kötü olan ve bu nedenle “hasta adam” olarak tanımlanan İmparatorluğun sonunu getiren 1. Dünya Savaşı’ydı. Anadolu’yu işgal eden ve paylaşan emperyalistler, son darbeyi maşa olarak kullandıkları Yunanistan ile vurmayı hedeflemişlerdi. Ancak yanıldıklarını anlayacaklardı.
İngiltere, İtalya, Fransa başta olmak üzere Batılıların desteklediği Yunanistan askerleri, 19 Mayıs 1919’da İzmir’ e çıktı ve zaman kaybetmeden Anadolu’yu işgal etmeye başladı.
Polatlı yakınlarına kadar gelen Yunanlılarla üç yıl süren savaşın ardından 26 Ağustos’ta Türk ordusunun başlattığı saldırı, 9 Eylül’de Yunan askerlerinin İzmir’de denize dökülmesiyle son buldu. 18 Eylül’de1922 de ise Yunan Ordusu’nun Anadolu’yu tamamen terk etmesiyle savaş sona ermişti.
Ancak cephede kazanılan savaşın uluslararası camiada da onaylanması gerekiyordu. İşte, 24 Temmuz Lozan Barış Antlaşması cephede kazanılan savaşın masada onaylanmasıydı.11 Kasım 1922’de başlayan ve 8 ay süren görüşmelerde Türkiye’yi, dönemin Dışişleri Bakanı İsmet İnönü başkanlığında Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur ve Maliye Bakanı Hasan Saka temsil etti.
Antlaşma; İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı ile Türkiye arasında imzalandı.
Toplam 143 maddeden oluşan bu antlaşma ile “yeni bir Türkiye” kuruluyor ve Kurtuluş Savaşı’nın cephelerdeki başarıları üzerine ekonomik, siyasi, adli, hukuki bağımsızlık sağlanıyordu.
Atatürk, 1927 yılında yaptığı konuşmada antlaşma için şöyle diyordu: “Lozan Barış Antlaşması’nın içerdiği esasları, diğer barış teklifleriyle karşılaştırmaya yer olmadığı fikrindeyim. Bu antlaşma, Türk ulusu aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasî zafer eseridir.”
Yorumlar kapalı.