Nefes Gazetesi’nin haberine göre bilirkişi heyeti, Marmara Havzası’nda kişi başına düşen su miktarının kritik seviyede olduğunu vurgulayarak, Kanal İstanbul’un bu dengeyi daha da bozacağını kaydetti. ÇED raporunda belirtilen atık yönetimi ve kirlilik önleme planlarının yeterince netleştirilmediği, bu durumun su, hava ve toprak kirliliğine yol açabileceği belirtildi. Ayrıca, proje güzergâhındaki tarım arazileri ve ormanlık alanların korunmasına yönelik somut bir strateji oluşturulmadığı, kesilecek ormanların yerini fidanların almasının ekolojik işlevleri geri getiremeyeceği aktarıldı.
Rapor, güzergâh boyunca yer alan 4 bin 674 hektarlık Mutlak Tarım Arazisi ve 2 bin 491 hektarlık orman alanının tehdit altında olduğuna dikkat çekerken, bölgede yaşayan kırsal nüfusun göç etme riskiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi. Köylülerin yaşam alanlarında kalabilmesi için herhangi bir sosyal planlama yapılmadığı, bu durumun kırsal nüfusun kaderine terk edilmesi anlamına geldiği belirtildi.
Yorumlar kapalı.