Soruşturmada en dikkat çeken ifade, ilaçlama firması yetkilisi Zeki K.’ya ait oldu. Şirketi ‘home ofis’ olarak yürüttüğünü söyleyen Zeki K., hem kendisinin hem de ilaçlamayı yapan Doğan C.’nin hiçbir sertifikası olmadığını kabul etti. Kullandıkları zehirli maddelerin nereden alındığını bilmediğini de savundu. İlaçlamayı yapan çalışanını otele gönderdiğini ancak hangi otele gittiğini bile bilmediğini söyledi.
Olay günü otelde görev yapan M.M.U.D.C.’nin ilk ifadesinde ilaç kokusu nedeniyle dışarı çıktığını söylediği, ancak daha sonra kokudan hiç bahsetmediği belirtildi. Görevli, odayı kilitleyip yemek için dışarıya çıktığını, döndüğünde ambulansları gördüğünü söyledi. Savcılık bu davranışı dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı buldu. Diğer resepsiyon görevlisi R.B. ise önce rahatsızlandığı için işyerinden erken ayrıldığını ifade etti. Ardından rahatsız olmadığını, arkadaşıyla buluşmak için yalan söylediğini kabul etti. Savcılık, R.B’nin beyanlarını ‘hayatın olağan akışına aykırı’ olarak değerlendirdi. Ayrıca otelde kalan üç kişinin (M.T., F.R., A.H.) 15 Kasım’da zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılarak tedavi edildiği, ardından taburcu edildiği belirlendi.
İlaçlamayı yapan Doğan C. de sertifikası olmadığını kabul etti. Odaya Alfasc ve Cypermetrin adlı kimyasalları sıkarak uygulama yaptığını, tuvalet ve havalandırmayı bantlayıp kapıyı mühürlediğini söyledi. Odanın günlerce kapalı kalması gerektiğini, bunun rutin olduğunu belirtti. Otel sahibi Hakan O. ise sağlık sorunları nedeniyle işyerinde bulunmadığını, ilaçlama talimatını personeline verdiğini, firmanın sertifikalı olup olmadığını hiç sorgulamadığını söyledi.
7 şüpheliden, biri otel çalışanı ve üçü ilaçlama firmasında görevli olmak üzere 4 kişi tutuklandı. Otel sahibi, bir başka otel çalışanı ve bir simitçi hakkındaysa adli kontrol kararı verildi. Daha önce de midyeci, lokumcu, kokoreççi ve bir kafe işletmecisi tutuklanmıştı. Böylece dosyadaki toplam tutuklu sayısı 8’e çıktı.















