Van’da yüzde 55 oy alarak DEM Parti’nin Van Büyükşehir Belediyesi Başkanı Abdullah Zeydan’a mazbatası verilmemişti.
Adalet Bakanlığınca memnu hakkı elinden alınan Zeydan, Van İl Seçim Kurulu’nun kararıyla mazbatasını alamamıştı. Van İl Seçim Kurulu, Zeydan yerine seçimde yüzde 27,15 oy alarak ikinci olan AKP adayı Abdulahat Arvas’a mazbata verilmesine hükmetmişti.
Karar sonrası Van başta olmak üzere, ülkenin birçok yerinde tepki eylemleri düzenlenmişti. Gelen tepkiler üzerine Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Van İl Seçim Kurulu’nun kararını kaldırarak mazbatanın Abdullah Zeydan’a verilmesine karar verdi.
2021 yılında Melih Bulu’nun atama kararıyla uzun soluklu bir ‘kayyım rektör istemiyoruz’ eylemlerinin sürdüğü, şimdilerde ise Bulu yerine atanan Naci İnci’ye yönelik tepkilerin olduğu Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler, Van’da yaşanan durumu protesto etti.
“Kayyumlar gidecek, biz kalacağız” diyen öğrencilerin eylemde okuduğu basın metni şöyle:
“31 Mart yerel seçimlerinde DEM Partili Abdullah Zeydan’ın Van Büyükşehir Belediyesi eş başkanlığı Adalet Bakanlığı eliyle dizayn edilen bir kumpasla düşürüldü ve mazbatası seçimlerde ikinci olan AKP’li Abdulahat Arvas’a verildi. Bu antidemokratik uygulama 2016’dan beri HDP’li belediye eş başkanlarına uygulanan kayyum politikalarının, Kürt halkının iradesinin gasp edilmeye çalışılmasının ve Kürt halkı ve Kürt Siyasi Hareketi üzerindeki baskının devamı niteliğindedir. Eski Van Büyükşehir Belediye eş başkanı Bekir Kaya hala cezaevindedir! Binlerce üyesi, eş başkanları, belediye başkanları tutuklu olan ve kapatma davası açılan HDP’ye uygulanan antidemokratik ve kayyımcı politikalar DEM Parti üzerinde de sürdürülmektedir. Bizler üniversitelerdeki ve belediyelerdeki kayyum politikalarına karşı mücadeleyi büyütmek isteyen Boğaziçili öğrenciler, emekçiler, akademisyenler olarak; Kürt halkının, halkların iradesini yok sayan işgalci zihniyete ve daha önce kayyumlarla yapan, bugün ise seçim kurulları ve Adalet Bakanlığı eliyle yapılmak istenen bu siyasi darbenin tam karşısındayız! Bizler, dün verilen hukuksuz karardan itibaren başta Van olmak üzere birçok ilde direnişe başlayan ve bu irade gaspını sokaklarda protesto eden halkları Boğaziçi’nden selamlıyoruz. Bizlerin tüm siyasi söylemlerini bastırmaya çalışan devlet bugün aynı baskının çok daha fazlasını iradesi hiçe sayıldığı için sokaklarda direnen Kürt halkına uyguluyor. Birçok ilde protesto hakkını kullananlara gaz, plastik mermi ve gözaltılarla polis/asker müdahalesi yapılıyor, polisin izni ile işbirlikçi çetelerin halka ateş açmasına izin veriliyor ve Van Valiliği tarafından şehre 15 gün giriş çıkış yasağı getirilerek Kürt halkının siyasi mücadelesi tecrit altına alınmak isteniyor. Buradan tekrarlıyoruz ne şehirleri ne üniversiteleri irademizi yok sayanlara, tepeden inan kayyumlara bırakmayacağız. Boğaziçi’nde kayyuma karşı direnen öğrenciler olarak iradesine sahip çıkan Kürt Halkını ve direnişini sahipleniyoruz. İşgalci politikalara son vermek ve bizlerin üzerindeki bu ablukayı dağıtmak için tüm öğrencileri Van Halkı ile dayanışmaya davet ediyoruz. Başta Van halkı olmak üzere sokakta direnen halklara karşı uygulanan müdahalelere, tecritte derhal son verilmelidir. Belediye Başkanlığı ve seçilme hakkı gasp edilen Abdullah Zeydan görevinin başına geçmeli ve Kürt halkının iradesi tanınmalıdır! Ayrıca dün aynı saatlerde İstanbul Gayrettepe’deki bir gece kulübünün kaçak başlatılan tadilatında çalışan 29 işçi hayatını kaybetti ve henüz yaralılar olduğunu biliyoruz. Bunun kader değil bir işçi katliamı olduğunu biliyoruz! Emekçinin can güvenliğini hiçe sayan patron düzenine karşı tüm arkadaşlarımızı ses çıkartmaya ve emekçilerle ezilenlerin ortak mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz. Buradan tekrardan sesleniyoruz; Boğaziçi’nde olduğu gibi belediyelere atanan kayyumların da tam karşısında, Kürt halkının mücadelesinin yanındayız. Kayyumlar gidecek, biz kalacağız!”
Boğaziçi öğrencisi Beyda Ceylan, “kayyım” girişimlerine karşı birleşik bir şekilde mücadele verilmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: