Atalay, Meclis Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen cezaevinde tutulmasını eleştirerek, mevcut düzeni “Saray Rejimi Anayasa’yı askıya almıştır” sözleriyle tanımladı. Atalay, Anayasa’yı koruma görevi olan Meclis’in ve milletvekillerinin bu fiili durumu kabullenmesini sert bir dille eleştirdi:
“Anayasa Mahkemesi, milletvekilliğim hakkında ‘Türk hukukunda yeri olmayan bir yazının TBMM Genel Kurulu’nda okunması suretiyle fiili durum oluşturuldu’ hükmünü verdi. Ancak Anayasa’yı korumakla görevli Meclis üyeleri, bu fiili duruma boyun eğmiştir.”
Atalay, bütçe görüşmelerine dair konuşmasında kamu kaynaklarının talan edildiğini belirtti. Çevre ve Kültür Bakanlığı ile ilgili örnekler vererek şu sözleri dile getirdi:
“Gezi Parkı’ndan Taksim Meydanı’na, Kuzey Ormanları’ndan Emek Sineması’na kadar kamu kaynaklarının nasıl talan edildiğini anlatmak isterdim. Soma’da ve Çorlu Tren Katliamı’nda, özelleştirme politikalarının birer cinayet silahına nasıl dönüştüğünü, halkın değil patronların çıkarlarının korunduğunu tekrar tekrar söylemek isterdim.”
Atalay, bütçe planlamalarının halkın insanca yaşaması için ayrılmadığını vurguladı. Eğitimin cemaat ve tarikatlara teslim edilmesini, yetersiz sosyal politikaları ve Hatay gibi depremden etkilenen bölgelerin unutulmasını eleştirerek şu soruları yöneltti:
“Çocukların okullarda bir öğün sağlıklı beslenmesi, kadınların özgürlüğü, bebeklerin para için el uzatılmayacağı bir sağlık sistemi için bütçeniz var mı? Hatay’da depremden sonra toparlanmaya çalışan insanlar için ayrılan bir pay var mı? Yok!”
Yorumlar kapalı.