Yücel’in açıklaması şöyle:
“2025 yılının ilk MYK toplantısını bugün gerçekleştirdik. Bugünkü toplantımızda toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen hayat pahalılığını, bu ekonomik kriz ortamında asgari ücretliye ve dar gelirliye, emekliye reva görülen artışları konuştuk. Yeni yılın milletimize öncelikle sağlık, mutluluk, huzur, barış ve refah getirmesini diliyoruz. 2024 yılının son günlerinde işçiye, emekçiye 22 bin 104 liralık asgari ücreti reva gören AKP iktidarı, şimdi de memur ve emeklileri kaderine terk etti. Milyonlarca emekli ve memurun beklediği zam oranları, TÜİK’in aralık ayı enflasyonuna ilişkin yaptığı açıklama ile belli oldu. Buna göre 2025 yılında memur ve memur emeklisi yüzde 11,54, SSK ve BAĞ-KUR emeklileri ise yüzde 15,75 zam alacak.”
TÜİK’in açıkladığı verilere ilişkin tepki gösteren Yücel, “İktidarın baskısı altında, “şıracının şahidi bozacı” misali, AKP’nin yanlış ekonomi politikalarının destekçisi bir kurum haline gelen TÜİK, yine kimseyi şaşırtmadı. Aralık ayında, yani bu ülkede yaşayan emeklinin, memurun maaş zamlarının belli olacağı ayda, her ne hikmetse tüketici fiyat artışını aylık yüzde 1,03 olarak hesapladı. 2 yılı aşkın bir süredir kesinleşmiş yargı kararına rağmen, enflasyon sepeti madde fiyat listesini açıklamayan TÜİK, yaptığı bu hukuksuzluktan utanmadığı gibi açıkladığı enflasyon oranından da hiç utanmadı. Sayın Mehmet Şimşek de, TÜİK’in açıkladığı bu gerçek dışı oranla, “son 19 ayın en düşük enflasyonu” diye övünmekten çekinmedi. Çok net bir şekilde ifade etmekte fayda görüyoruz: “İstikrar” safsataları ile halkı kandırdığını ya da oyladığını zannedenler bu halkın en büyük düşmanıdır.” dedi.
AKP iktidarının halkı yoksulluğa mahkum ettiğini ifade eden Yücel konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Evet AKP iktidarı istikrarlı ama işçiyi, emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi enflasyona ezdirmede istikrarlı. Çocukları etten, sütten, yumurtadan; milyonları temel gıda maddelerinden mahrum bırakmakta istikrarlı. Evet istikrarlı; Halk yığınlarını yokluğa ve yoksulluğa mahkum etmekte istikrarlı. Market raflarında etiketler, neredeyse her gün değişiyor. Pazar tezgâhlarında etiketler bir önceki haftayı aratacak kadar hızlı artıyor. Kira artış oranı yüzde 58, yeniden değerleme oranı yüzde 44, ekmek fiyatları yüzde 25 artmış, neymiş, vatandaşın geçim sıkıntısını çözmek en büyük öncelikleriymiş. Yahu geçim sıkıntısının sebebi, sizin yıllardır bu ülkeye dayattığınız akıl dışı ekonomi politikaları. Bir de kalkmış hiç utanıp, sıkılmadan geçim sıkıntısını çözmekten söz ediyorsunuz. Hayat pahalılığı ile bu milleti canından bezdirdiniz.”
Ekonomi bilimiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan ekonomi politikalarınızla ülkeyi deneme tahtası haline getirdiniz. Bu ülkede sabahtan akşama kadar emek verip, alın teri döküp çalışıp didinen, insanca bir hayat yaşama hayali olan herkesin umudunu söndürdünüz. Bir ülke düşünün ki işçisi de, emeklisi de, memuru da, asgari ücretlisi de, esnafı da, çiftçisi de mutsuz. Halk mutsuz, vatandaş mutsuz. Kim mutlu? Sayın Erdoğan ve avanesi mutlu. Yandaş mutlu, ballı ihalelerin adresi olan 5’li çeteler mutlu. Günden güne genişleyen dar gelirli ve yoksul milyonlar, bir avuç insanın mutluluğuna kurban ediliyor. Türkiye’de yüksek enflasyon nedeniyle gıda fiyatları katlanarak artmaya devam ediyor. Memuru, özel sektör çalışanı ayırt etmeksizin enflasyon ve hayat pahalılığı herkesin sırtında bir yük. Emekçiler için hayatta kalmak her geçen gün daha da zorlaşırken SGK, iş yerlerinde işçilere verilen yemek kartlarına veya fişlerine ilişkin yeni bir genelge yayınladı. İşçiler kendilerine verilen yemek fişlerinin ancak 158 lirasını marketlerde kullanabilecek, eğer bu miktar geçilirse, geçen kısım için işveren SGK pirimi ödemek zorunda. Milyonlarca emekçi, bu yemek kartlarıyla, yemek molalarında karnını doyurmak yerine ev alışverişlerini yapıyor, evde çocuğuna belki ayda bir kere de olsa et, kıyma yedirebiliyordu. Bu yemek fişleri çalışanın hakkıysa çalışan bunu istediği gibi harcamakta özgür olmalı.
Çalışanın nerede ne kadar harcayacağını kısıtlamanın amacı ne? İster yemek yer, ister marketten alışveriş yapar evinde çocuğuyla yer. Millet zaten geçim sıkıntısı çekiyor, işyerinde aç duruyor, belki evden ekmek peynir götürüyor ama yemek fişini özellikle harcamayıp çocuklarının rızkı olarak görüyor. Bu maaşlarla kirasını faturasını dahi ödemekte zorlanan emekçilerin, bir de yemek fişlerine mi göz diktiniz? Yakında neredeyse aldıkları nefesten, soludukları havadan bile vergi isteyecekleri emekçilerimizin sırtındaki yükü hafifleteceklerine, yük üstüne yük bindiriyorlar. Vatandaşın omuzlarındaki geçim derdi sıkıntısını azaltacak düzenlemeler yapacaklarına, aksine vatandaşı köşeye sıkıştıran, çıkış yolu bırakmayan düzenlemeler yapıyorlar. Adeta vatandaşın sabrını sınıyorlar. AKP iktidarı bir yandan vatandaşı açlıkla, yoklukla, yoksullukla sınarken bir yandan da; bu adaletsiz ekonomik ve sosyal düzen içerisinde sosyal belediyecilik anlayışıyla, kendi öz kaynakları ve kıt imkanlarıyla halkı gözeten, vatandaşın hayatını bir nebze kolaylaştırmak için çalışan ve üreten CHP’li belediyelere çamur atıyorlar. 22 yıldır tek başına iktidardalar; memleketin dört bir yanı pahalılıktan inim inim inliyor; ama onlar vatandaşın derdine derman olmak için çalışacaklarına bizim belediyelerimizi karalama peşindeler.
Yorumlar kapalı.