Davutoğlu, Hatimoğulları’nın açıklamalarının bağlamından koparılmış olabileceğini belirterek, eğer durum buysa kendisinin bir açıklama yaparak Gazzelilerden özür dilemesi gerektiğini söyledi.
Davutoğlu şöyle konuştu:
“Bu son derece talihsiz bir açıklamadır. Açık söylüyorum, bu açıklamayı net bir şekilde kınıyorum. Daha önce de Filistin’le Türkiye’deki, iç meselelerle ilgili yapılan kıyaslamalarda hep şunu söyledim: Kim Gazze meselesini Türkiye’deki Kürt sorunuyla karşılaştırıyorsa tarih bilmiyordur, jeopolitik bilmiyordur, uluslararası hukuk bilmiyordur.
Çünkü Türkiye bir işgal devleti değildir. Kürtler de Gazzeliler gibi işgal altında olan bir toplum değil. Gazze’de bir soykırım yürüyor ve bu soykırım karşısında eminim en fazla bu soykırımdan rahatsız olan, tedirgin olan da Orta Doğu’daki Kürt halkıdır.
Selahaddin Eyyubi’nin torunları, Gazze konusunda en hassas kesimlerdir. Uluslararası hukuka da, tarih bilincine de, siyasi gerçekliğe de aykırı olan bu açıklamayı asla, kabullenmiyoruz, kınıyorum.
Herkesin bu süreçte çok dikkatli konuşması lazım. Eğer süreç işleyecekse bu süreci işletenlerin kim olursa olsun Türkiye’deki genel psikolojiye, kamuoyunun psikolojisine saygı göstermesi, Türkiye’de hassas kesimlerin, şehit yakınlarının, gazilerin, Orta Doğu’daki, Gazze halkına sempati duyan 85 milyon Türk, Türkiyeli’nin hissiyatına saygı göstermesi lazım.
Türkiye asla tarihin hiçbir döneminde soykırımcı bir ülkeyle karşılaştırılmamıştır, karşılaştırılamaz ve asla Türkiye’de böyle bir kırılma yaşanmaz. Biz sonuna kadar Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız. Eğer bağlamından koparılmışsa, zikredildiği gibi, bu konuda Tülay Hanım’ın, bir eş başkan olarak gerekli açıklamayı yapması ve Gazzelilerden özür dilemesi lazım”.
Tülay Hatimoğulları şunları söylemişti:
“İmralı’nın kapıları şimdilik açılmıştır. Tarihsel bir kırılma anından geçmekteyiz. Bu tarihsel kırılma anında, ya pozitif yönde bir kırılma gerçekleşecek, barışı inşa edeceğiz ya da negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek, her yer Gazze olacak. O nedenle devletin aklına biz buradan seslenmek istiyoruz bir kez daha. İmralı’da gerçekleşen bu görüşme yetmez. İmralı’nın kapıları açılmalıdır. Sayın Öcalan’ın barış için, Ortadoğu’nun barışı için de, sadece Türkiye için değil, bütün Ortadoğu’nun barışı için çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerektiğinin altını buradan bir kez daha çiziyoruz”
Yorumlar kapalı.