Gırniş yalnızca bir yemek olarak değil, aynı zamanda bir kültür mirası olarak görülüyor. Özellikle özel günlerde, bayramlarda ve misafirliklerde mutlaka sofralarda yer bulan bu yemek, Çerkez halkı için adeta bir sembol niteliğinde. Her aşamasında emek olan gırnişin, aile içinde aktarımı da büyük önem taşıyor. Çerkez kökenli ailelerde anneden kıza aktarılan bu tarif, her evde az da olsa farklılık gösterebiliyor.
Gırnişin evde yapımı sabır ve el becerisi istiyor. Un, tuz, su ve yumurta ile hazırlanan hamur oldukça katı kıvamda yoğruluyor. Bir parmak kalınlığında açılan hamur, şeritler halinde kesilerek parmak uçlarıyla şekillendiriliyor. Bu aşamada her hamur parçası neredeyse el emeği birer sanat eserine dönüşüyor.
TAVUK SUYUYLA LEZZETİNİ BULUYOR
Hamurlar hazırlanırken, diğer yanda tavuk eti haşlanarak lif lif didikleniyor. Haşlanan tavuğun suyu süzülerek, içerisine ezilmiş bir baş sarımsak eklenip kaynatılıyor. Bu sarımsaklı tavuk suyu, gırnişin en ayırt edici lezzet katmanını oluşturuyor. Hamurlar bu özel suyun içinde pişiriliyor; bu da hem besleyiciliğini hem de aromasını artırıyor.
Gırnişin sunumu da en az lezzeti kadar dikkat çekici. Pişen hamurlar servis tabağına alınırken, üzerlerine tiftiklenmiş tavuk eti seriliyor. Yemeğin olmazsa olmazı ise ortaya yerleştirilen kasedeki sarımsaklı tavuk suyu. Yiyenler, çatalla hamur ve tavuğu alarak bu suya bandırıp tüketiyor. Böylece her lokmada yoğun bir aroma ve eşsiz bir tat elde ediliyor.
Yorumlar kapalı.